Türkiye Vodafone Vakfı’nın da aralarında yer aldığı 7 Vodafone Vakfı, Avrupa’da dijital okuryazarlık becerilerinin artırılması için harekete geçti. Türkiye ile birlikte Almanya, Macaristan, Hollanda, Portekiz, Romanya ve İspanya’nın destek verdiği ortak girişimle, öğrencilerin ve eğitimcilerin dijital teknolojileri yenilikçi, yaratıcı ve özgüvenli bir biçimde kullanmaları sağlanacak. Girişim, Global Vodafone Vakfı’nın geçen yıl 20 milyon Avro’luk yatırımla hayata geçirdiği ve 2025’e kadar 14 Avrupa ülkesinde 16 milyon kişiye ulaşması beklenen programın bir parçasını oluşturuyor.
Vodafone’un faaliyet gösterdiği ülkelerde kurduğu vakıflar aracılığıyla toplumsal ve ekonomik gelişime katkıda bulunmayı hedefleyen Global Vodafone Vakfı, Avrupa genelinde dijital okuryazarlık becerilerinin artırılmasına yönelik yeni bir eğitim girişimi başlattı. Türkiye ile birlikte Almanya, Macaristan, Hollanda, Portekiz, Romanya ve İspanya’daki Vodafone Vakıfları’nın destek verdiği girişimle, dijital teknolojilerin etkin kullanımı, birlikte çalışma, eleştirel düşünme ve problem çözme gibi becerilerin geliştirilmesi hedefleniyor. Dijital eğitimde kapsayıcı, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir etki yaratılmasının amaçlandığı girişim kapsamında, hem öğrencilerin hem de eğitimcilerin dijital teknolojileri okulda ve okul dışında eğitim amaçlı olarak yenilikçi, yaratıcı ve özgüvenli bir biçimde kullanmaları sağlanacak. Eğitimcilerle en iyi uygulamaların paylaşılacağı girişimde yerel ortaklarla işbirliği yapılması da teşvik edilecek.
Ortak girişim aynı zamanda, Global Vodafone Vakfı'nın geçen yıl 14 Avrupa ülkesinde birden başlattığı ve 2025’e kadar 16 milyon kişiye ulaşması beklenen programın bir parçasını oluşturuyor. Vodafone Vakfı’nın 20 milyon Avro’luk yatırımla hayata geçirdiği bu programla, bireylere dijital toplumda başarılı olmak için gerekli becerilerin ve güvenin kazandırılması hedefleniyor.
Hasan Süel: “Global bir eğitim girişiminin parçası olmaktan mutluyuz”
Avrupa’da faaliyet gösteren Vodafone Vakıfları’nın eğitimde dijitalleşmenin artırılması hedefiyle başlattığı ortak girişime katılmaktan mutluluk duyduklarını belirten Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, şunları söyledi:
“Pandemiyle birlikte dijital eğitim ve öğretim her zamankinden daha önemli hale geldi. Özellikle gençlerin dijital okuryazarlık becerilerinin artırılması gerekiyor. Avrupa’da dijital eğitimin güçlendirilmesi hedefiyle 7 Vodafone Vakfı tarafından başlatılan girişimde Türkiye Vodafone Vakfı olarak biz de Habitat Derneği işbirliğiyle yürütmekte olduğumuz ‘Yarını Kodlayanlar’ projesiyle yer alıyoruz. Dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirme hedefiyle hayata geçirdiğimiz bu projede, Türkiye’nin dört bir yanında 7-14 yaş arasındaki çocuklarımıza dijital dünyanın lisanı kodlamayı öğretiyoruz. Bugüne kadar 120 bini aşkın çocuğa ulaştığımız projede, yeni dönemde 70 bin çocuğa daha ulaşmayı hedefliyoruz. Proje kapsamında son olarak, 30 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları kurmaya başladık. Projemiz, bugüne kadar pek çok kez dünyaya örnek gösterildi. 2017 yılında Vodafone Grubu’nun ‘Connected Education’ raporunda yer alan ‘Yarını Kodlayanlar’, geçen yıl, yine Grubumuzun Türkiye ile birlikte 13 Avrupa ülkesinde dijital becerilerin geliştirilmesi ve dijital eğitimin desteklenmesi için ayırdığı 20 milyon Avro’luk fondan yararlanmaya hak kazanan projelerden biri oldu. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’ne konuk olan projemizle şimdi de Avrupa genelinde hayata geçirilecek bir eğitim seferberliğinin içinde yer almaktan heyecan duyuyoruz. Projemizi ülkemizde yaygınlaştırırken dünyada da daha fazla tanıtmak için çalışmaya devam edeceğiz.”
OECD’den dijital eğitim konulu yeni rapor
Global Vodafone Vakfı’nın Avrupa genelinde başlattığı dijital eğitim girişiminin duyurusunda, Vodafone Almanya Vakfı’nın ortak finansörü olduğu, OECD tarafından yayımlanan “21. Yüzyıl Okurları: Dijital Dünyada Okuryazarlık Becerilerinin Geliştirilmesi” başlıklı rapora da yer verildi. Türkiye’nin de dahil olduğu rapora göre, OECD ülkelerinde 15 yaşındaki gençlerin %88’i internete ve dijital cihazlara erişim imkânına sahip olmasına rağmen, bu kişilerin yalnızca %54’ü, ulaştığı bilginin doğru olup olmadığını nasıl anlayacağını okulda öğreniyor. İlgili bir diğer OECD verisine göre ise bu gençlerin yalnızca %9’u gelişmiş okuma becerilerine sahip bulunuyor ve okuduğu metinde gerçekleri fikirlerden ayırt edebiliyor. Pandemiyle birlikte daha da önem kazanan bu beceri, kişilerin dijital kaynaklardaki önyargılı bilgileri, sahte haberleri ve kötü niyetli içerikleri tespit edebilmesini sağlıyor.
OECD’nin yeni raporu ayrıca, dijital ortamda önyargılı bilgilerin nasıl tespit edileceği konusunda eğitim alma imkânının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu konuda Avustralya, Kanada, Danimarka ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki öğrenciler, İsrail, Letonya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya ve İsviçre’deki akranlarına göre neredeyse 2 kat daha fazla imkâna sahip bulunuyor.
Raporda, dijital eğitimde uçurumun nasıl kapatılabileceğine dair öneriler de sunuluyor. Buna göre, dijital okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesi için bilgiyi eleştirel bir şekilde anlamak, hatırlamak, özetlemek ve değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca, dijital cihazların ve internetin nasıl ve hangi amaçla kullanıldığı da dijital okuryazarlık becerilerinin artmasında belirleyici oluyor. Örneğin, internetin daha çok ders çalışmak amacıyla kullanıldığı Avustralya, Danimarka, Yeni Zelanda ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde dijital cihaz kullanımı için harcanan zaman ile okuma performansı arasında doğru orantı olduğu görülüyor.
Türkiye’deki öğrenciler, gerçeği fikirden ayırt etmede başarılı
OECD’nin “21. Yüzyıl Okurları” raporunun Türkiye sonuçları, pandemiye girerken hem evde internet bağlantısına hem de okul ödevlerinde kullanabileceği bir bilgisayara sahip olan 15 yaşındaki gençlerin oranının 2003’e göre 47 puan artışla %61 olarak gerçekleştiğini gösteriyor. Ülkemizde dijital ortamda ulaştığı bir bilginin taraflı olup olmadığını nasıl anlayacağı konusunda okulda eğitim aldığını bildiren öğrencilerin oranı ise %49. OECD ülkelerinin çoğunda olduğu gibi Türkiye’de de dijital cihaz kullanımı için harcanan zaman ile okuma performansı arasında ters orantı bulunuyor.
Diğer yandan rapor, Türkiye’deki öğrencilerin dijital ortamda gerçek olanı fikirden ayırt edebilme becerisinin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu ortaya koyuyor. Rapor için yapılan araştırmada, gerçeği fikir düzeyindeki bilgiden ayırt etmeyi gerektiren bir görev, Türkiye’deki öğrenciler tarafından %63 oranında doğru cevaplandı. Böylece, %47 olan OECD ortalamasının üzerine çıkmayı başaran Türkiyeli öğrenciler, Danimarka, Hollanda, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki sonuçlara yakın bir sonuç elde etmiş oldu.
Temel kaynaklardan biri PISA 2018
OECD tarafından Vodafone Almanya Vakfı ortaklığında hazırlanan “21. Yüzyıl Okurları: Dijital Dünyada Okuryazarlık Becerilerinin Geliştirilmesi” raporu, öğrencilerin teknoloji açısından zengin bir çağ olan 21. yüzyılda yollarını çizmek için okuma becerilerini nasıl geliştirdiklerine dair derinlemesine bir analiz sunuyor. Raporun temel kaynaklarından birini oluşturan ve OECD’ye bağlı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) kapsamında hazırlanan PISA 2018 raporu ise 15 yaş grubu gençlerin dijital okuryazarlık becerilerini inceliyor.
Yorum Yazın