Yayımlandığı dönem tüm dünyayı saran küreselleşme karşıtı hareketin kutsal kitabı olarak görülen, ödüllü gazeteci Naomi Klein’ın kaleme aldığı No Logo, Ayrıksı Kitap etiketiyle raflarda yeniden yerini aldı. 1999 yılında Kanada’da yayımlandıktan sonra kısa sürede yirmiden fazla dile çevrilen ve bir milyondan fazla basılan kitap, markaların sadece medya ya da sokaklarda değil, okullar dahil olmak üzere, aynı anda ve hemen hemen her yerde karşımıza çıkabildiğinden bahsediyor. Kısa sürede yakaladığı başarının ardından üniversitelerde ders konusu da olan ve 2011 yılında Time dergisi tarafından 1923 yılından beri yayımlanan en iyi ilk 100 kurgu dışı kitaptan biri olarak gösterilen No Logo, okurlarını küresel marka dünyasının iç yüzünde bir keşfe davet ediyor.
Yayımlandığı dönem tüm dünyayı saran küreselleşme karşıtı hareketin kutsal kitabı olarak görülen, ödüllü gazeteci Naomi Klein’ın kaleme aldığı No Logo, Ayrıksı Kitap etiketiyle raflarda yeniden yerini aldı. 1999 yılında Kanada’da yayımlandıktan sonra kısa sürede yirmiden fazla dile çevrilen ve bir milyondan fazla basılan kitap, markaların sadece medya ya da sokaklarda değil, okullar dahil olmak üzere, aynı anda ve hemen hemen her yerde karşımıza çıkabildiğinden bahsediyor. Kısa sürede yakaladığı başarının ardından üniversitelerde ders konusu da olan ve 2011 yılında Time dergisi tarafından 1923 yılından beri yayımlanan en iyi ilk 100 kurgu dışı kitaptan biri olarak gösterilen No Logo, okurlarını küresel marka dünyasının iç yüzünde bir keşfe davet ediyor.
Küresel şirket ve markaların, tüketicileri sürüklediği çıkmazı çarpıcı olay ve örneklerle ele alan kitap; Alan Yok, Tercih Yok, İş Yok ve Logo Yok olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Markalaşmanın tarihi ile birlikte ortaya çıkan gelişmelere odaklanan kitabın ilk bölümü olan Alan Yok; marka kültürünün her yere egemen olmasıyla birlikte çok uluslu şirketlerin yüzlerini maddi üretimden çok, marka yaratmaya nasıl döndükleri ve üretimlerini Üçüncü Dünya’ya nasıl kaydırdıklarını açıklıyor. Tercih Yok bölümü ise markaların, tüketicinin tercihlerini nasıl belirlediği ve sansürlediğini anlatırken, şirketlerin kendi markalarının eleştirilmesinin önüne geçmek için yasaları nasıl kötüye kullandıklarını gösteriyor. İşçilere odaklanan kitabın İş Yok bölümünde üretimin, işçilerin en ağır koşullarda, hiçbir iş hukukuna bağlı kalmadan çalıştırıldığı Üçüncü Dünya ülkelerindeki serbest üretim bölgelerine kaydırılmasının sonuçları aktarılıyor. Kitaba ismini veren Logo Yok isimli dördüncü ve son bölümde de, 1990’lardan bu yana yükselen küreselleşme karşıtı hareket ve bu hareketin marka dünyası karşısındaki oldukça yaratıcı duruşu ve direnişini anlatıyor.
Yorum Yazın