Türkiye’nin, ekonomik sıkıntılardan kurtuluş reçetesi ihracata destek amacıyla düzenlenen ‘Kıtalararası İşbirliği Zirvesi’, ‘Hedef Afrika’ sloganıyla iki kıtadaki ülkeleri ve kendilerini ‘uluslararası esnaf’ olarak tanımlayan iş insanlarını bir araya getirmeye devam ediyor. Bu yılki hedef ülkelerden ilki Kamerun.
HBS Organizasyon tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kıtalararası İşbirliği Zirvesi, 24 Eylül 2022 tarihinde Yenikapı Etkinlik Alanındaki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Saat 09.00’da kayıtların alınması ile başlayacak etkinlikte, Mali Müşavir-Yazar Sadettin Turhan moderatörlüğünde Sanayici-İş İnsanı Zorman Bayramoğlu, Ankaralı Sanayici ve İş İnsanı Oktay Mermer ve
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası (OTSO) Başkanı ve Fahri Danışmanı Tarkan Deniz, Kıtalararası İşbirliği Zirvesi’nin önemine ve Afrika pazarındaki fırsatlara dair mini bir söyleşi yapacaklar. Söyleşinin ardından B2B görüşmelerine geçilecek ve saat 19.00’da da katılımcılar ve misafirler, gala yemeğinde buluşacaklar.
Protokol katılımın yanı sıra iş dünyasından da pek çok ismin, Türkiye-Kamerun Sektörler Arası B2B Platformu etkinliğine iştirak etmesi bekleniyor. Organizasyonun onur konuğu ise Kamerun Batı Bölge (Bamena) Kralı Majesteleri Alexandre Joukwe Nietcho ve ailesi. Kral, 1995'ten bu yana tahtta. Bamena halkı kendisine gerçek manada hayran ki bu da onun dinamizminden ve sağduyusundan kaynaklanıyor.
Organizasyon öncesi gerçekleştirilen röportajda, HBS Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı Sıraç Tanır, Organizasyon Sponsorlarından Oco Group A.Ş. Kurucu Başkanı Ömer Coşkun, Organizasyon Danışmanı Zorman Ltd. Şti. Sahibi Zorman Bayramoğlu ve Kamerun Kralı’nın oğlu, Diaspo Royale Derneği Başkanı Ferdinand N. Tchouadoum, 24 Eylül’deki programa ve Afrika-Türkiye arasındaki ticarete dair önemli açıklamalar yaptılar.
Sırayla sizleri tanıyarak ve organizasyon içerisindeki konumlarınızı öğrenerek başlayalım isterseniz…
Ömer Coşkun, Oco Group A.Ş. Kurucu Başkanı
Şirket olarak Afrika’nın 12 ülkesine düzenli olarak ihracat yapmaktayız. HBS Organizasyonu Sıraç Beyle birlikte kurduk. İstedik ki Türkiye’de var olan ihracatçı partnerlerimiz de Afrika’yla ticaret fırsatından istifade etsin ve irtibat halinde olduğumuz ülkelere kendileri de katkı sunsunlar ve ülkemize döviz kazandırsınlar. Bu vesileyle önümüzdeki organizasyonun hayırlı olmasını diliyorum.
Sıraç Tanır, HBS Mimarlık E-Ticaret A.Ş. Yön. Kur. Bşk.
Oco Group’la birlikte uluslararası bir organizasyon fikri üzerinden hareket ederek bu aşamaya geldik. Özellikle ‘Hedef Afrika’ diyerek yola çıktık. Bildiğiniz gibi Afrika kıtası geri kalmış bir coğrafya. Bizim ülkemizde o bölgeye ihracat yapabilecek pek çok KOBİ var. Avrupa’ya ihracat yapmak hem mevzuat hem de marjların değişkenliği açısından çok zor. Afrika öyle değil; onlar bizim 100 yıl önceki ticari üslubumuzla çalışıyor. Güven verebilirsek; bizimle hareket eden KOBİ’ler ve ihracat yapmak isteyen diğer firmalar bu güveni verebilirse, Afrikalı ön ödemeyle siparişini verir, sonra malını alırken de geri kalan ödemesini yapar ve işi nihayetlendirir.
Afrika’ya ticaret hem kolay hem de zor
Zor olan kısmı güven mevzusu. Türk milletinin bu güveni verebileceğine inandığım için bu işe kalkıştım ve maliyetinin çok altında fiyatlarla B2B’ler organize ettim. Amacım, bu ülkeye 1 dolar girmesine vesile olabilmek.
Zorman Bayramoğlu, Zorman Kurumsal Gıda Ltd. Şti. Başkanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi
20 seneye yakın uluslararası ticaretle uğraştık. Özellikle Afrika ile çok ciddi işler yaptık; gıda makineleri üzerine. Üretim-sanayi sektöründen gelen bir kişi olarak Türkiye’de KOBİ’lerimiz ve üreticilerimiz vasıtasıyla üretilen malların Sıraç Bey’in söylediği gibi Afrika’ya en kısa yoldan, en verimli şekilde gönderebilmesi, tanıtılabilmesi, oralardaki hizmeti en üst seviyeye taşıyabilmemiz, ülkemiz adına iyi işler yapabilmemiz adına bu organizasyona inşallah biz de destek vereceğiz. Bu doğrultuda, Afrika’yla olan ticari ilişkilerimizi, bağlantılarımızı kullanarak, Türkiye’de üretim sahasındaki birçok KOBİ ölçeğinde ve üst ölçekteki firmalarımızı bu organizasyona taşımak istiyoruz.
Ferdinand N. Tchouadoum, Kamerun Kralı’nın oğlu, Diaspo Royale Derneği Başkanı Diaspo Royale Derneği’nin başkanı olarak Türkiye’de 4.’sünü yaptığımız, ilk üçü kültürel, şimdiki ise ekonomik çerçevede dizayn edilen organizasyonu, Sayın Coşkun ve Sayın Tanır’ın samimi gayretleriyle bu seviyeye getirdik. Her iki ülkenin de birbirlerine katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Avrupa, Amerika ve Çin'in kıtadaki hâkimiyeti bizim için iş fırsatlarını daraltıyor mu? Bu konuda kıtadaki firmalar üzerlerinde baskı hissediyor mu?
Ömer Coşkun: Tüm Afrika ülkelerinin Çinlilerle çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu biliyoruz. Pandemi sonrası, dönüş noktamızın pandemi olduğunu varsayarak söylüyorum, uluslararası taşıma firmalarının sıkıntıya girmesi ve taşıma bedellerinin yükselmesinden dolayı Türkiye açısından bir kapı açılmış oldu. Malum siyasetimiz de bu olanağın farkında. Bu durum, Çinlilerle rekabet etme imkânı verdi bizlere.
Çinliler ihracat konusunda bizden daha deneyimli
Yaklaşık 70-80 yıldır o bölgelere ihracat yapıyorlar ve ihracat sonrası hizmet veriyorlar. Kurulumları, montajları çok daha ucuza mal ediyor. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi, mahkumları orda hapishaneye kapatmıyorlar. Afrika’ya yol ve inşaat işlerinde çalışmaya gönderiyorlar. Bu insanları bedelsiz çalıştırdıkları için maliyetleri ciddi manada düşürüyorlar.
Pandeminin ilk görüldüğü ve ilk kapanan ülke Çin olduğu için üretim yapmayan Afrika, hammadde ve nihai ürün sıkıntısı çekmeye başladı.
Afrika’da her ne kadar Covid-19 olduğu söylense de aslında yoktu! Önlemler alındı yalnız ciddi bir ölüm oranıyla karşı karşıya kalınmadı. Sadece medyaya varmış gibi yansıtıldı. İklim şartları ve Afrikalıların bünyesel özellikleri yani bağışıklıklarının kuvvetli olmasından, pandemide yaşamlarına olduğu gibi devam ettiler. Birtakım kısıtlamalara rağmen bizim gibi olmadılar. İhtiyaç bizden fazla hâsıl oldu. Dolayısıyla ikinci bir pazar arayışına girdiler.
Afrikalılar Türkiye pazarını yeni keşfetmedi
Türkiye ile yıllardır pazarlık halindeydiler. Fiyatlar yüksek olduğu için doğru ve ciddi ilişkiler kurmadılar. Pandemiden sonra Türkleri hatırladılar. Misal bir fırın makinesini ele alalım; Çin’de bu makine 10 bin dolar iken bizde 35 bin dolardı. Çin, çalışmayı durdurduğundan ve uluslararası taşımacılık firmalarının maliyetlerinin yüksek oluşundan ötürü fiyatlar eşitlenmiş oldu. Afrikalılar, bizi kurtarıcı-üretici olarak gördükleri için bizden ürün satın almaya başladılar. Biz bu durumu bugün iyi değerlendirmezsek, bu müşteriyi ürkütürsek, maksimum iki yıl içerisinde Çin tekrar önümüze geçecek ve biz de tabiri caizse avucumuzu yalayacağız.
Uluslararası Esnaflık, Türk milletinin DNA’sında olan bir şey
Her şeyi devletten beklemeyeceksiniz! Biz Oco Group olarak hiçbir yerden destek almadık, beklemedik. Şirketi 2016 yılında kurduktan sonra firmalara binlerce teklif gönderdim; gıdadan makineye, teknolojiden hizmet sektörüne kadar… 2019’da pandemi başlayınca bu teklif verdiğim yerler teker teker geri dönüşlere başladılar.
Avantajımız şu; biz kendimizi kanıtladık. Örneğin Burkina Faso, Kongo, Senegal, Moritanya, Gine, Mali, Gambiya ile ilişkilerimiz kardeşlik seviyesinde. Burkina Faso’nun Vagadigu Ticaret Odası Başkanı geçen hafta yanımda idi. Bazı kurum ve kuruluşlarla çok iyi görüşüyor ancak benden mal alıyor. Neden peki? Benden pahalı almasına rağmen malı, garantör konumumdan dolayı beni tercih ediyor. Dış ticaretimizin Afrika tarafına baktığımızda biz uluslararası esnafız aslında; bir nevi butik ihracatçıyız.
Etkinliğin, özelde Kamerun genelde Afrika ile olan ticaretimize ne gibi katkılar sağlayacağınıza dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ömer Coşkun: Kamerun, 30 yıl önceki bizim esnafımızın ahlakıyla yoğrulmuş tüccarlara sahip. Günümüzde gelişmiş ülkelerin yaptığı ithalat ve ihracat mevzuatına uymayan bir bölge olduğundan; akreditifler, banka mevzuatları ve güvenilir banka sorunlarından dolayı, uluslararası esnaflık mantığı ile ihracat yapıyoruz Afrika ülkelerine. Bizler, az önce de dediğim gibi butik ihracatçılarız. İthalatçı Kamerun halkının dilediği mevzuata göre hareket ediyoruz fakat bizim dış ticaret mevzuatımızın yaptırımlarına da uyuyoruz.
Güven, Afrika ile ticarette en önemli unsur!
Kamerun, para alış verişlerinde, faturalandırmalarda daha gelişmemiş olduğu için esasında çok kolay bir ülke. İkili ilişkiler ve karşılıklı güven bu noktada belirleyici oluyor. Afrika’daki bankalar güven vermediği için burada ihracatçının güvenilirliği ön plana çıkıyor. Kamerun’dan aldığımız güvene dayanarak yıllar içerisinde oluşan bu bağı ve dolayısıyla bizlere itimat eden arkadaşları/firmaları, buradaki arkadaşlarımızla tanıştırmak istiyoruz. Bu ikili ilişkilerden dolayı bir nevi garantör pozisyonu almış oluyoruz. Bu da, diğer üretici ve ihracatçı arkadaşların Kamerun kapısını açmasını sağlayacak.
Afrika, birçok STK’nın hedefinde
Birçok organizasyonda netice alınamıyor. Çünkü biz gelişmiş ülkelere yaptığımız organizasyonlara benzer şekilde bir yaklaşım sergileyince, gün sonunda herkes kendi kabuğuna çekiliyor. Teklif alınırken gecikmeler yaşanıyor, belgeler isteniyor, mevzuatlar dayatılıyor; bunlar da Afrikalının cesaretini kırıyor. Hâlbuki Afrikalı, al gülüm ver gülüm mantığıyla çalışmak istiyor. Bir aracı firmanın dış ticaretçisiyle muhatap olmak istemiyor. Ezcümle kurumsallık ile ortaya bir set çekilmek istenmiyor. Bu benim sırrım ve şu anda sırrımı sizlerle paylaşıyorum.
Afrikalı mevzuattan hoşlanmaz
Biz bu organizasyonda bürokrasiyi aşarak, garantör konumunda, alıcı ile satıcıyı bir araya getirip bir güven ortamı tesis etmek istiyoruz. Üretici, doğrudan firma sahibi ile görüşüp dış ticaret ekibinin görev tanımını bir anda ortadan kaldırarak kısa yoldan sonuca ulaşabiliyor. Dış ticaret ekibi, gelişmiş ülkeler için gerekli ama Afrika’da gereksiz. Ben satışlarımı, ikili görüşmelerimi kendim yapıyorum. Bu yüzden başarılıyım. Afrikalı, kimmiş buranın patronu dediğinde, Ömer Coşkun’a itibar eder, onun adamına itimat etmez, parayı masaya koyar; benim malımı şu tarihte şu limana gönder der ve mevzu biter. Herhangi bir mevzuat söz konusu değildir. İşte bu, Afrika’nın gerçeğidir.
2023 sonuna kadar hedefte 15 ülke var; bir sonraki Senegal…
Sıraç Tanır: Afrikalı iş insanları, esnaflık mantığı ile çalıştığı için Kamerunlularla Afrika’da çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Kamerun’dan sonraki hedef ülkemiz Senegal. 2023 sonuna kadar toplam 15 ülke ile daha bu tarz organizasyonlar düzenleyerek 250 milyar dolarlık ihracat hedefine ‘Hedef Afrika’ yaklaşımıyla katkı sunmayı amaçlıyoruz. KOBİ’leri ve ihracat yapmak isteyen diğer firmaları Afrika pazarına sokmak niyetindeyiz. Türkiye’deki markalar Afrika’da tanınsın, orada benimsenen markalar haline gelsin istiyoruz.
Ağustos ayında açıklanan rakamlara göre 1.800 tane firma ilk ihracatlarını yaptı. Hangi sektörler bu platforma gelecek Kamerun’dan ve buradan daha çok hangi sektörler katılmalı?
Zorman Bayramoğlu: Gelişen ve ticaretin çok hızlı olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bugün Afrika diyoruz ama orda en ücra köyde bile insanların, teknolojik gelişim istenen seviyede olmasa da, pek çok şeye ulaşabildiklerini biliyoruz. Pandemiden sonra bu ulaşılabilirliğe rağmen yüz yüze ve güvene dayalı ticaret anlayışı yine ön plana çıkmaya başladı.
Gıda, vazgeçilmez sektörlerin başında geliyor
Afrika’nın, gıda ürünleri ve türevlerine ihtiyacı var. Bu manada gıda üzerine yatırım yapacak KOBİ’ler için açık bir pazar. İkinci olarak gıdaya bağlı tarım sektörü. Gelişen bir kıta aynı zamanda Afrika. İnşaat ve inşaat malzemeleri, elektrik-elektronik ve imalatla alakalı birçok sektörden arkadaşı Kamerun’dan davet ettik. Aynı şekilde Türkiye’de kendi sanayi çevremizden KOBİ ölçeğinde, Kamerunlu firmalara hizmet verebilecek/karşılığını bulabilecek, düzgün imalat ve teslimat yapabilecek firmaları davet ettik.
Ticaret yapmak tek başına yeterli değildir; verdiğiniz sözü yerine getiremiyorsanız! Benim konuştuğum firmalar şu an Türkiye’de 30 yılı geride bırakmış, belli bir tecrübeye sahip, KOBİ ölçeğinde güçlü aile firmaları. Hızlı ticarette büyük balık küçük balık ayrımı kalmadı. Kim hızlı ise, sahada o hareket eder.
B2B ile bu hızlı balık hareketini yapabilmeyi hedefliyoruz. Uzun süreli fuarlar elbette çok verimli oluyor fakat bazen Afrika gibi bölgeleri, bu durum ürkütebiliyor. Çok kurumsal kimlik birçok şeyi kaçırmamıza sebebiyet verebiliyor. Kısa atımlarla ülke bazında B2B’ler çok daha verimli olacaktır.
Bu yaklaşımla Afrika’yı bir dantel gibi işleme imkânımız da oluyor. Garantör firma öncelikle her iki tarafın mutluluğunu hedeflemeli. Eğer böyle olursa yapılan ticaretin bir anlamı olacaktır. Bunu yakalayabilirsek bu iş çok güzel yerlere gelir ve örnek teşkil eder. İlerleyen süreçte Devletimizin de bizlere yatırım noktasında destek vereceğini düşünüyorum.
Etkinlik katılım ücretlerine bakıldığında çok mütevazı rakamların olduğu görülüyor. Organizasyon işleri çok meşakkatlidir hem madden hem de manen. Nasıl bir strateji güdüyorsunuz burada?
Zorman Bayramoğlu: Normalde metrekaresi Euro ile satılan stantların tamamı 5-6 bin TL’ye sunuluyor KOBİ’lere. Aylık çay parası kadar neredeyse. Küçük ve hızlı balık hareketi için ekonomik şartlar da önemli. Dolayısıyla hiper enflasyon tablosuna ek olarak yüksek maliyetli bir organizasyon bedeli eklemeyelim dedik. Tercihimiz, kısa süreli ve sonuç odaklı bir yaklaşımdan yana.
İki haftalık bir süre var. Katılım noktasında açık mısınız, kapasite durumu nasıl?
Zorman Bayramoğlu: Stant sayısını az tuttuk ama B2B için hala kontenjanımız var. Bunu etkili birkaç reklamla duyurmak istiyoruz. Ancak yine söylüyorum; çok yoğun katılımdan ziyade verimlilik daha önemli. Bizim, gövde gösterisi yapalım, çok kalabalık olsun gibi bir anlayışımız yok. Biz burada, bir ölçek ekonomisi yaratmaya çalışıyoruz.
Sıraç Tanır: Kamerun’dan gelecek heyet 70-80, en fazla 100 kişi olacak. Buradan da yaklaşık 150 kişi katılım sağlayacak. Yani 1 kişiye 2 kişi gibi bir denklem oluşacak. 6-7 saat karşılıklı görüşmeler yapılacak. 16 büyük standımız var ve hepsi dolmuş durumda.
Kıtalar Arası İşbirliği Zirvesi çok iddialı bir isim. Sanki ilerleyen dönemlerde bu iş Afrika ile sınırlı kalmayacak gibi duruyor. Bu oluşumla ilgili orta ve uzun vadeli planlarınız nelerdir?
Zorman Bayramoğlu: Bunu tutamazsınız; mutlaka dediğiniz gibi bir şey olur. Balın ve şekerin olduğu her yere arılar üşüşür. Sistem, verimlilik üzerine. Böyle olacağı için de ilerleyen zamanlarda organizasyonun çok daha farklı yerlere gidebileceğini biliyor ve bunu bekliyoruz. Kolay bir şey değil tabi. Bazen bir kişi ya da bir iş, bütün hayatınızı etkiler. Doğru bir ticaret, doğru bir iş, tüm ülkenin kaderini değiştirebilir.
Pandemi anlayışına uygun bir yapıya sahip aynı zamanda bu etkinlik. İnsanları uzun saatler/günler boyunca kapalı bir ortamda tutmayacağız. Ezcümle, pratik, sonuç odaklı ve sağlıklı bir organizasyon olacak.
Kamerunlu bir iş insanı olarak organizasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ferdinand N. Tchouadoum: Daha önce kültür eksenli üç organizasyon düzenlemiştik. Bu, ekonomik anlamda ilk olacak. Kamerun’daki ekip arkadaşlarımız çok yoğun ve özverili çalıştı; 10 farklı kentte firmalarla görüşmeler gerçekleştirdi. 24 Eylül’de sabahtan akşama kadar iş görüşmeleri yapılacak. Akşam gala yemeğinden sonra sosyal etkinliklerimiz de olacak. Diaspo Royale Derneği’nin Dünya’nın farklı yerlerinde şubesi var. Ağırlıklı olarak kültürel ve ekonomik çalışmalar yürütüyoruz. HBS Organizasyon’la birlikte bu işi gerçekleştirdiğimiz için çok memnunum.
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın