Enerjide verimliliğin artması ve yüksek kapasitede üretim sağlanması, ülke ekonomileri için çok önemli. Elektrik ihtiyacının yaklaşık %9’unu rüzgar enerjisinden elde eden Türkiye’nin rüzgar enerjisindeki geleceğinin teknolojik gelişmelere yatırım ve yerli istihdam kaynağını doğru değerlendirme ile şekilleneceğini aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, teknolojik ilerlemelerle enerji verimliliğinde net artışlar sağlandığını ifade ediyor.
Rüzgarın enerjiye dönüşümünde dijitalleşmenin gücünden faydalanarak daha yüksek verim sağlamak için geliştirilen teknolojiler, rüzgar enerjisi sektörünün gelişimine yön veriyor. Özellikle rüzgar türbinlerinden toplanan dijital verilerin detaylı analizler ile bakımlarda kolaylık sağladığına dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, sensörler ve yapay zeka algoritmalarının kullanılması ile birlikte türbinlerin enerji üretim verimliliğinin arttığına, yerli ve uzman teknik kadronun istihdamıyla da rüzgar enerjisi sektörünün ülke ekonomisine ciddi katkılar sunduğuna dikkat çekiyor.
Türk Rüzgarını Şekillendiren 2 Faktör
Rüzgar enerjisinden faydalanmak yeni dönemin en avantajlı hamlelerinden. Her geçen gün kötüye giden küresel iklim koşulları, ekonomik dalgalanmalar ve enerji üretiminde fosil yakıtların yetersizliği, rüzgar enerjisine yatırımlarını genişleten ülkelerin sayısını daha da artırıyor. Bu alanda gerçekleştirdiği son 10 yıllık rüzgar atağında gözleri üzerine çeviren Türkiye’nin enerji geleceğinde rüzgarın önemine değinen Ali Aydın, yakalanan ivmenin durmaması ve rüzgardan karşılanan enerjinin %9’dan daha öteye gidebilmesinin formülünün 2 detaya bağlı olduğunu aktarıyor:
1. Teknolojiye Yatırım, Rüzgarın Gücünü ve Enerji Kazanımını Artırıyor
Rüzgar türbinlerinin özellikle dişli kutusu ve kanatlar gibi yüksek tempoda çalışan bileşenlerinden elde edilen verilerle kestirimci bakımların yolunu açan dijitalleşme, enerji verimliliğini artırmaya ve servis bakım maliyetlerini düşürmeye yardımcı oluyor. Santral genelinde bakım planlarını organize etmek ve önceliklendirmek için sensörler ve dış gözlemlerle toplanan sistematik veri setlerinden elde edilen çıktılar sayesinde arızaların önüne geçilmiş oluyor ve üretim verimliliği henüz düşmeden gerekli müdahaleler yapılarak rüzgar türbinlerinin kondisyonu korunuyor. Enerji bağımsızlığına ihtiyacın daha da arttığı bu dönemde, Türkiye’nin yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının maksimum verimle kullanması gerektiğine inandıklarını ifade eden Ali Aydın, Ülke Enerji’de müşterilerine sundukları veri analizine dayalı hizmetler sayesinde rüzgar çiftliklerinde enerji üretiminin arttığına ve santrallerin ekonomik ömrü boyunca dişli kutusu ve kanatlarda performansın korunduğuna değiniyor. Bu kapsamda Ülke Enerji, otonom drone teknolojileri ve dişli kutusu sensör verilerinin işlenmesi gibi alanlarda teknoloji yatırımları ve gerekli iş ortaklıklarını sağlamış durumda.
2. Yerli ve Milli İstihdam Yatırımı Hem Enerjiyi Hem Ekonomiyi Şahlandırıyor
Türkiye’deki rüzgar türbinlerinin verimliliği, yerli kaynaklarla elde edilen elektrik kapasitesi üzerinde büyük bir etkiye sahip. Rüzgar enerjisindeki verimliliğin devamlılığı ise rüzgar türbinlerinin bakım ve onarımlarına bağlı olarak değişiyor. Bu noktadaki işlemlerin doğru zamanlama ve uygulama ile gerçekleşmesi için de rüzgar türbini teknisyenlerinin eğitimi ve istihdamı kritik faktör. Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgar enerjisi santrallerine tüm teknik servis hizmetlerini sunan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, sektörün katma değerli insan kaynağı ihtiyacının ülkemiz gençlerinden karşılanması için büyük eğitim maliyetlerine katlanıldığını ifade ediyor. Söz konusu maliyetlerin enerjide verimlilik olarak geri dönüş sağladığını ifade eden Aydın, Türkiye’nin enerji alanında rekabetçi olabilmesi için sektörde çalışmaya aday gençlerin de uluslararası standartlarda eğitimlere hazır ve dünyadaki gelişmelere açık bireyler olarak kendilerini geleceğe hazırlaması gerektiğini vurguluyor.
Yorum Yazın