Kadınların yaşamında adet düzensizliğinden kısırlık yani infertiliteye kadar pek çok olumsuz etkiye neden olabilen miyomlar sessizce büyüyebiliyor. Her 5 kadından birinde görülen miyomlar, rahmin düz kas tabakasında gelişen iyi huylu tümörler olarak görülüyor. Ancak zamanla kendiliğinden küçülebildiği gibi, cerrahi müdahale gerektiren ciddi boyutlara da ulaşabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, miyom ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Ergenlik öncesi dönemde miyom görülmemesi ve menopoz döneminde küçülme göstermesi; miyomların oluşumunda östrojen hormonunun etkisi olduğu düşüncesini desteklemektedir. Miyomun yeri ve kişide yaratacağı şikayetler de farklılık gösterebilir. Sık idrara çıkma, kabızlık, bel ve kasık ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı, uzun süren ağrılı adet kanamaları ve buna bağlı olarak kansızlık miyomların neden olabileceği başlıca şikayetlerdir. Diğer yandan, miyom rahmin içerisine doğru büyüyorsa, kanama ve gebe kalamama gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Miyom belirtileri şunlardır;Sık idrara çıkmaUzun süreli adet kanamalarıKarın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrıKabızlık Cinsel ilişki sırasında ağrıKansızlık 6 ayda bir kontrol şartMiyomlar çoğunlukla yapılan jinekolojik muayenelerde tesadüfen tespit edilir. Ayrıca, ultrasonografi kullanılarak miyomların yeri, büyüklüğü ve sayısı hakkında da bilgi sahibi olunabilir. Manyetik Rezonans (MR) incelemesi de tanı için uygun yöntemlerden biridir. Öte yandan, bazı miyomların tanı ve tedavisinde kullanılan, optik bir kamerayla vajinal yoldan rahim ağzına ulaşmayı sağlayan “histeroskopi” de oldukça yaygın bir yöntemdir. Miyomlar herhangi bir şikâyete neden olmuyorsa ve belli bir büyüklüğün altında ise, hiçbir tedavi girişiminde bulunulmadan izlenebilir. Burada önemli olan, ortalama 6 ayda bir yapılacak kontrollerle, tespit edilen miyomun hızlı bir büyüme gösterip göstermediğinin takip edilmesidir. İleri yaştaki kadınlarda rahim alınabilirDoğurganlık çağını bitirmiş kadınlarda kesin çözüm rahmin alınmasıdır. “Histerektomi” olarak bilinen bu operasyon, “laparoskopik” yöntemle ve “robotik cerrahi” ile gerçekleştirilebilir. Öte yandan “Miyomektomi” işlemi ile rahmin yerinde bırakılarak sadece miyomların alınması da tedavi için uygun bir seçim olabilir. Bu yöntem, özellikle miyomların sayıca fazla ve rahimde derin yerleşimli olduğu durumlar için tercih edilmektedir. Miyomektomi sonrasında, yeniden miyom oluşma riskinin olduğu da unutulmamalıdır. Kısa sürede işe ve sosyal yaşama dönmek mümkünTedavi için açık ameliyat tercih edildiği takdirde ilk 15 gün için hastanın eğilip kalkma, merdiven çıkma gibi hareketleri sınırlandırılır. Kişi çalışıyorsa, işine dönmesi 3-4 haftayı bulabilir, tamamen iyileşmesi içinse 4-6 haftaya ihtiyaç duyulmaktadır. Öte yandan, ameliyat için “laporoskopik”, yani kapalı yöntem veya “robotik cerrahi” uygulandığında, karın bölgesinde 1 cm’lik birkaç kesi, ameliyat için yeterli olacağından; hem günlük hareketler, hem de işe dönüş çok daha kısa sürede gerçekleşecektir. “Histeroskopi” yöntemiyle yapılan tedavilerde ise, hasta işlemin ertesi günü işine dönebilmektedir.Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Kadınların yaşamında adet düzensizliğinden kısırlık yani infertiliteye kadar pek çok olumsuz etkiye neden olabilen miyomlar sessizce büyüyebiliyor. Her 5 kadından birinde görülen miyomlar, rahmin düz kas tabakasında gelişen iyi huylu tümörler olarak görülüyor. Ancak zamanla kendiliğinden küçülebildiği gibi, cerrahi müdahale gerektiren ciddi boyutlara da ulaşabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, miyom ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Ergenlik öncesi dönemde miyom görülmemesi ve menopoz döneminde küçülme göstermesi; miyomların oluşumunda östrojen hormonunun etkisi olduğu düşüncesini desteklemektedir. Miyomun yeri ve kişide yaratacağı şikayetler de farklılık gösterebilir. Sık idrara çıkma, kabızlık, bel ve kasık ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı, uzun süren ağrılı adet kanamaları ve buna bağlı olarak kansızlık miyomların neden olabileceği başlıca şikayetlerdir. Diğer yandan, miyom rahmin içerisine doğru büyüyorsa, kanama ve gebe kalamama gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.
Miyom belirtileri şunlardır;
- Sık idrara çıkma
- Uzun süreli adet kanamaları
- Karın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrı
- Kabızlık
- Cinsel ilişki sırasında ağrı
- Kansızlık
6 ayda bir kontrol şart
Miyomlar çoğunlukla yapılan jinekolojik muayenelerde tesadüfen tespit edilir. Ayrıca, ultrasonografi kullanılarak miyomların yeri, büyüklüğü ve sayısı hakkında da bilgi sahibi olunabilir. Manyetik Rezonans (MR) incelemesi de tanı için uygun yöntemlerden biridir. Öte yandan, bazı miyomların tanı ve tedavisinde kullanılan, optik bir kamerayla vajinal yoldan rahim ağzına ulaşmayı sağlayan “histeroskopi” de oldukça yaygın bir yöntemdir. Miyomlar herhangi bir şikâyete neden olmuyorsa ve belli bir büyüklüğün altında ise, hiçbir tedavi girişiminde bulunulmadan izlenebilir. Burada önemli olan, ortalama 6 ayda bir yapılacak kontrollerle, tespit edilen miyomun hızlı bir büyüme gösterip göstermediğinin takip edilmesidir.
İleri yaştaki kadınlarda rahim alınabilir
Doğurganlık çağını bitirmiş kadınlarda kesin çözüm rahmin alınmasıdır. “Histerektomi” olarak bilinen bu operasyon, “laparoskopik” yöntemle ve “robotik cerrahi” ile gerçekleştirilebilir. Öte yandan “Miyomektomi” işlemi ile rahmin yerinde bırakılarak sadece miyomların alınması da tedavi için uygun bir seçim olabilir. Bu yöntem, özellikle miyomların sayıca fazla ve rahimde derin yerleşimli olduğu durumlar için tercih edilmektedir. Miyomektomi sonrasında, yeniden miyom oluşma riskinin olduğu da unutulmamalıdır.
Kısa sürede işe ve sosyal yaşama dönmek mümkün
Tedavi için açık ameliyat tercih edildiği takdirde ilk 15 gün için hastanın eğilip kalkma, merdiven çıkma gibi hareketleri sınırlandırılır. Kişi çalışıyorsa, işine dönmesi 3-4 haftayı bulabilir, tamamen iyileşmesi içinse 4-6 haftaya ihtiyaç duyulmaktadır. Öte yandan, ameliyat için “laporoskopik”, yani kapalı yöntem veya “robotik cerrahi” uygulandığında, karın bölgesinde 1 cm’lik birkaç kesi, ameliyat için yeterli olacağından; hem günlük hareketler, hem de işe dönüş çok daha kısa sürede gerçekleşecektir. “Histeroskopi” yöntemiyle yapılan tedavilerde ise, hasta işlemin ertesi günü işine dönebilmektedir.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın