Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Ensititüsü lisansüstü programlarında yer alan Farsça dersleri, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği ve Üniversitemiz arasında geliştirilen eğitim iş birliği protokolü kapsamında merkezi Tahran’da bulunan Saadi Vakfı tarafından destekleniyor. Düzenlenen törenle Farsça derslerini tamamlayan yüksek lisans ve doktora öğrencilerine Saadi Vakfı uluslararası Farsça dil belgeleri takdim edildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Fars kültürüyle aramızda geçmişi çok eskiye dayanan köklü bağlar olduğunu belirterek, bu bağların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tarhan, “Dostluk ve kültür burada en önemli diplomatik alandır. Üniversiteler de burada fikir üretir. Bu tip iş birlikleriyle de uygulamaya dönüştürmeye çalışıyoruz. İnşallah karar vericiler bu çalışmaları teşvik ederler. Böylece yeni öğrenciler, yeni katılımlar, yeni ilişkiler ve yeni ağlar oluşur.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Senato Odasında gerçekleştirilen tören, pandemi önlemleri kapsamında sınırlandırılmış katılımla gerçekleştirildi. Törene Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Kourosh Moghtaderi, Konsolosluk Birinci Müsteşarı Aref Mahri, Saadi Vakfı Enstitüleri İstanbul Farsça Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Meraj Niknam, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan ve Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören katıldı. Saadi Vakfı Başkanı İran İslam Cumhuriyeti Meclis Eski Başkanı Gholam-Ali Haddad-Adel törene gönderdiği video mesajla iştirak etti. Belgesini almaya hak kazanan yirmiüç öğrenciden dokuzuna belgeleri tören sırasında takdim edildi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Farsça’ya duyulan ilgi ciddi bir uyanışın işaretidir” Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, törende yaptığı konuşmada üniversite ve Saadi Vakfı ile beraber gerçekleştirilen iş birliğinin ilk meyvelerini verdiğini belirterek “Bu öğrencilerimizin Farsça’ya ilgi duyması, bu coğrafyada çok ciddi bir uyanışın işaretidir. 20-30 yıl önce çok hayal edemezdik. Aynı medeniyet coğrafyasındayız ancak kendi medeniyetimize sırtımızı dönmüşüz. Bunu bir özeleştiri olarak ele almalıyız. Batı’ya dönüp Batı’nın birçok değerini alırken kendi kültürümüzü de ihmal etmeden modernleşmemiz gerekiyordu. Tarihi ve kültürel köklerimizle yaşanan bu mesafe modernleşme sürecinde bazı değerlerimizin kaybedilmesine, kesintiye uğramasına sebep oldu” dedi. Korush Moghtaderi: “İki ülke arasında dostluk köprülerini geliştirmek istiyoruz” İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Korush Moghtaderi konuşmasına Yunus Emre’nin “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım/ Sevelim, sevilelim/ Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle başladı. Korush Moghtaderi, İran çağdaş şiirinden de bir örnek vererek “Biz bir coğrafyada, aynı kültürün insanları olduğumuz için sözlerime şiirle başlamak istedim. Bugün çok güzel bir gün. Hem mübarek Cuma günündeyiz. Hem de öğrencilerimizle ve hocalarımızla bir arada olduğumuz için çok memnunum. Burada İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ateşesi ve aynı zamanda dünyada 65 ülkede Saadi Vakfı’nın temsilcisi olarak bulunuyorum. Saadi Vakfı, Goethe Enstitüsü, Cervantes Enstitüsü ve Yunus Emre Enstitüsü gibi dil üzerinde çalışmalar yütüten bir vakıf. Görevi ve misyonu dünyada Farsça dil eğitimi vermek ve yaymak. Üsküdar Üniversitesi’ne bu değerli iş birliği için çok teşekkür ediyoruz. Dünya üzerinde Farsça’da birçok eser üretilmiştir. Farsça kültür dilidir, sanat dilidir, edebiyat ve tasavvuf dilidir. Bu nedenle Farsça edebiyatın bütün mesajı dünyaya barış, aşk ve dostluktan başka bir şey değildir. İki ülke arasında dostluk köprüleri kurmak istiyoruz.” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bu konuda tohumlar atılması çok önemli” Saadi Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların bu canlandırmayı yaptığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gençler de artık bu konulara ilgi duymaya başladı, öğrenmeye çalışıyorlar. Öğrencilerimizin ilgisi ve bu konuda tohumlar atılması çok önemli. Bu nedenle söz konusu kurumlarla iş birliği yapılmasını önemli buluyorum. İnşallah çorbada bizim de tuzumuz olacak, kendi kültür coğrafyamızı konu alan bu çalışmalara biz de katkı sunacağız. Kültürel köklerimizi canlandırmamız gerekiyor. Gelecek için bu önemli.” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Farsça şiir dilidir” Sadece Mevlana değil, Fars şair Saadi Şirazi’nin de “Bostan ve Gülistan” eserinin çok referans aldıkları ve kullandıkları bir eser olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Oradaki hikaye ve canlandırmalar günlük hayatta çok kullanılmaktadır. Farsça metinler okurken Saadi Şirazi’yi okumalarını da genç arkadaşlarıma tavsiye ederim. Farsça’nın bir diğer özelliği de şiir dili olmasıdır. Mevlana o nedenle bu dili seçmiş.” dedi. Farsça öğrenirken kişinin aynı zamanda Selçukludan Osmanlıya uzanan kendi köklerini de öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu medeniyet coğrafyamızın önemini vurgulamak istiyorum. Dostluk ve kültür diyoruz, bir ittihatın olması için maksatta ittihat olması lazım. Maksatta ittihat olursa birlik ve ittifak oluyor. Maksat nedir? Kuran-ı Kerim’i okuduğumuz zaman öğrendiğimiz maksat ilahi rızadır. İlahi rızayı maksat yapmak önemli olan.” diye konuştu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dostluk ve kültür en önemli diplomatik alandır” Kültür ve dostluğun ortak alanlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Farklı düşünceler olabilir. Ortak alanlar o kadar çok ki. Büyük çoğunlukta dağ gibi benzerlikler varken taş gibi farklılıklara odaklanmak burada oyuna gelmektir. Onun için biz böyle durumlarda kusurlar ve eksiklikler üzerinden değil, ortak yönler ve benzerlikler üzerinden değerlendirme yapmalıyız. Dostluk ve kültür burada en önemli diplomatik alandır. Üniversiteler de burada fikir üretirler. Bu tip iş birlikleriyle de uygulamaya dönüştürmeye çalışıyoruz. İnşallah karar vericiler bu çalışmaları teşvik ederler. Böylece yeni öğrenciler, yeni katılımlar, yeni ilişkiler ve yeni ağlar oluşur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”dedi. Prof. Dr. Reşat Öngören: “Farsça tasavvuf araştırmaları açısından önemli bir dil” Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Reşat Öngören ise Saadi Vakfı Enstitüsü ile yaptıkları protokolle Farsça açısından ellerinin çok güçlendiğini belirterek “2019’dan bu yana verilen eğitim bizim öğrenclerimizin kaynaklara ulaşması açısından onlara çok ciddi katkı sağladı. Çünkü Fars dili tasavvuf araştırmaları açısından üç ana dilden bir tanesi. Diğer ikisi Arapça ve Osmanlıca” dedi. Saadi Vakfı’nın çalışmalarının çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Öngören, Tahran’daki Yunus Emre Enstitüsü’nün benzer faaliyetleri sonucu Türkçe’nin de İran ilim ve kültür çevrelerinde yaygın hale gelmesiyle ilişkilerin daha sağlam zemine oturacağını söyledi. Prof. Dr. Gholam-Ali Haddad-Adel: “Türkiyenin kültürel mirasının bir bölümü Farsçadır ve bu miras biz İranlılar için ortak miras sayılmaktadır” Saadi Vakfı Başkanı İran İslam Cumhuriyeti Meclis Eski Başkanı Gholam-Ali Haddad-Adel de video mesajında Fars dilinin Türkiye’de uzun bir geçmişe sahip olduğunu kaydetti. Haddad-Adel “Türkiyenin kültürel mirasının bir bölümü Farsçadır ve bu miras biz İranlılar için ortak miras sayılmaktadır. Bunun en iyi bilinen örneği Mevlana’nın Mesnevisidir. Şems gazellerini Farsça yazmıştır. Selçuklu Devletinde resmi yazışmalar Farsçadır. Bugün Türkiyedeki kütüphanelerde çok sayıda Farsça eser bulunmaktadır, bunların bir bölümü henüz çalışmamış eserlerdir. Fars edebiyatı, anahtarı Farsça olan bir hazinedir. Siz değerli öğrenciler, Farsça öğrenerek hem Farsça edebiyatın incelikli kavramlarını öğrenebilir hem kendi büyüklerinizin yazmış olduğu eserleri daha iyi tanıyabilirsiniz.” dedi. Haddad-Adel, programlarını başarıyla tamamlayan öğrencileri tebrik ederken, Farsça öğrenenlerin İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde etkili olabileceğini vurguladı. Kurumlar arasında geliştirilen işbirliğinin devamlılığına da değinen Haddad-Adel Üsküdar Üniversitesine ve Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a teşekkürlerini ifade etti. Prof. Dr. Elif Erhan: “Öğrencilerimiz bu dersleri kayıtlı bulundukları lisansüstü programları kapsamında son dört dönemdir kredili olarak almaktadır” Tasavvuf Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan, 2019 yılında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Ensititüsü ile İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği arasında bir eğitim iş birliği protokolü geliştirdiklerini kaydetti. “2019 güz döneminde başlayan bu girişim, tarafların olumlu değerlendirmeleriyle bir bir iş birliği protokolüne bağlandı. Bu protokol İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği ve Üsküdar Üniversitesi arasında tesis edilmiştir. Öğrencilerimiz bu dersleri kayıtlı bulundukları lisansüstü programları kapsamında son dört dönemdir kredili olarak almaktadır. Farsça derslerin müfreadatı Saadi Vakfı Enstitüleri İstanbul temsilciliği tarafından hazırlanmakta ve sunulmaktadır. Birinci seviye Osmanlı Türkçesi, Farsçaya Giriş ve Farsça Metin Okumaları derslerini başarıyla tamamlayan öğrenciler aynı zamanda Saadi Vakfı Enstitülerinin uluslararası Farsça dil belgesini almaya hak kazanmaktadır. Bugün bu sembolik törenle, Enstitümüzün Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Yüksek Lisans Programları ve İslam Medeniyeti Düşüncesi, Tarihi ve Edebiyatı Doktora Programları öğrencilerine, tesis edilen işbirliğinin bir nişanesi olarak ortaklaşa hazırlanan dil belgeleri verilecek. Bunu aynı zamanda bir tarih şuuru olarak görüyoruz.” dedi. Tören Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Korush Moghtaderi tarafından öğrencilere belgelerinin verilmesiyle sona erdi. Program ÜÜ TV tarafından canlı olarak yayınlandı.Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Ensititüsü lisansüstü programlarında yer alan Farsça dersleri, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği ve Üniversitemiz arasında geliştirilen eğitim iş birliği protokolü kapsamında merkezi Tahran’da bulunan Saadi Vakfı tarafından destekleniyor. Düzenlenen törenle Farsça derslerini tamamlayan yüksek lisans ve doktora öğrencilerine Saadi Vakfı uluslararası Farsça dil belgeleri takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Fars kültürüyle aramızda geçmişi çok eskiye dayanan köklü bağlar olduğunu belirterek, bu bağların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tarhan, “Dostluk ve kültür burada en önemli diplomatik alandır. Üniversiteler de burada fikir üretir. Bu tip iş birlikleriyle de uygulamaya dönüştürmeye çalışıyoruz. İnşallah karar vericiler bu çalışmaları teşvik ederler. Böylece yeni öğrenciler, yeni katılımlar, yeni ilişkiler ve yeni ağlar oluşur.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Senato Odasında gerçekleştirilen tören, pandemi önlemleri kapsamında sınırlandırılmış katılımla gerçekleştirildi.
Törene Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Kourosh Moghtaderi, Konsolosluk Birinci Müsteşarı Aref Mahri, Saadi Vakfı Enstitüleri İstanbul Farsça Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Meraj Niknam, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan ve Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören katıldı. Saadi Vakfı Başkanı İran İslam Cumhuriyeti Meclis Eski Başkanı Gholam-Ali Haddad-Adel törene gönderdiği video mesajla iştirak etti. Belgesini almaya hak kazanan yirmiüç öğrenciden dokuzuna belgeleri tören sırasında takdim edildi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Farsça’ya duyulan ilgi ciddi bir uyanışın işaretidir”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, törende yaptığı konuşmada üniversite ve Saadi Vakfı ile beraber gerçekleştirilen iş birliğinin ilk meyvelerini verdiğini belirterek “Bu öğrencilerimizin Farsça’ya ilgi duyması, bu coğrafyada çok ciddi bir uyanışın işaretidir. 20-30 yıl önce çok hayal edemezdik. Aynı medeniyet coğrafyasındayız ancak kendi medeniyetimize sırtımızı dönmüşüz. Bunu bir özeleştiri olarak ele almalıyız. Batı’ya dönüp Batı’nın birçok değerini alırken kendi kültürümüzü de ihmal etmeden modernleşmemiz gerekiyordu. Tarihi ve kültürel köklerimizle yaşanan bu mesafe modernleşme sürecinde bazı değerlerimizin kaybedilmesine, kesintiye uğramasına sebep oldu” dedi.
Korush Moghtaderi: “İki ülke arasında dostluk köprülerini geliştirmek istiyoruz”
İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Korush Moghtaderi konuşmasına Yunus Emre’nin “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım/ Sevelim, sevilelim/ Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle başladı. Korush Moghtaderi, İran çağdaş şiirinden de bir örnek vererek “Biz bir coğrafyada, aynı kültürün insanları olduğumuz için sözlerime şiirle başlamak istedim. Bugün çok güzel bir gün. Hem mübarek Cuma günündeyiz. Hem de öğrencilerimizle ve hocalarımızla bir arada olduğumuz için çok memnunum. Burada İran İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ateşesi ve aynı zamanda dünyada 65 ülkede Saadi Vakfı’nın temsilcisi olarak bulunuyorum. Saadi Vakfı, Goethe Enstitüsü, Cervantes Enstitüsü ve Yunus Emre Enstitüsü gibi dil üzerinde çalışmalar yütüten bir vakıf. Görevi ve misyonu dünyada Farsça dil eğitimi vermek ve yaymak. Üsküdar Üniversitesi’ne bu değerli iş birliği için çok teşekkür ediyoruz. Dünya üzerinde Farsça’da birçok eser üretilmiştir. Farsça kültür dilidir, sanat dilidir, edebiyat ve tasavvuf dilidir. Bu nedenle Farsça edebiyatın bütün mesajı dünyaya barış, aşk ve dostluktan başka bir şey değildir. İki ülke arasında dostluk köprüleri kurmak istiyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bu konuda tohumlar atılması çok önemli”
Saadi Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların bu canlandırmayı yaptığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gençler de artık bu konulara ilgi duymaya başladı, öğrenmeye çalışıyorlar. Öğrencilerimizin ilgisi ve bu konuda tohumlar atılması çok önemli. Bu nedenle söz konusu kurumlarla iş birliği yapılmasını önemli buluyorum. İnşallah çorbada bizim de tuzumuz olacak, kendi kültür coğrafyamızı konu alan bu çalışmalara biz de katkı sunacağız. Kültürel köklerimizi canlandırmamız gerekiyor. Gelecek için bu önemli.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Farsça şiir dilidir”
Sadece Mevlana değil, Fars şair Saadi Şirazi’nin de “Bostan ve Gülistan” eserinin çok referans aldıkları ve kullandıkları bir eser olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Oradaki hikaye ve canlandırmalar günlük hayatta çok kullanılmaktadır. Farsça metinler okurken Saadi Şirazi’yi okumalarını da genç arkadaşlarıma tavsiye ederim. Farsça’nın bir diğer özelliği de şiir dili olmasıdır. Mevlana o nedenle bu dili seçmiş.” dedi.
Farsça öğrenirken kişinin aynı zamanda Selçukludan Osmanlıya uzanan kendi köklerini de öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu medeniyet coğrafyamızın önemini vurgulamak istiyorum. Dostluk ve kültür diyoruz, bir ittihatın olması için maksatta ittihat olması lazım. Maksatta ittihat olursa birlik ve ittifak oluyor. Maksat nedir? Kuran-ı Kerim’i okuduğumuz zaman öğrendiğimiz maksat ilahi rızadır. İlahi rızayı maksat yapmak önemli olan.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dostluk ve kültür en önemli diplomatik alandır”
Kültür ve dostluğun ortak alanlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Farklı düşünceler olabilir. Ortak alanlar o kadar çok ki. Büyük çoğunlukta dağ gibi benzerlikler varken taş gibi farklılıklara odaklanmak burada oyuna gelmektir. Onun için biz böyle durumlarda kusurlar ve eksiklikler üzerinden değil, ortak yönler ve benzerlikler üzerinden değerlendirme yapmalıyız. Dostluk ve kültür burada en önemli diplomatik alandır. Üniversiteler de burada fikir üretirler. Bu tip iş birlikleriyle de uygulamaya dönüştürmeye çalışıyoruz. İnşallah karar vericiler bu çalışmaları teşvik ederler. Böylece yeni öğrenciler, yeni katılımlar, yeni ilişkiler ve yeni ağlar oluşur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”dedi.
Prof. Dr. Reşat Öngören: “Farsça tasavvuf araştırmaları açısından önemli bir dil”
Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Reşat Öngören ise Saadi Vakfı Enstitüsü ile yaptıkları protokolle Farsça açısından ellerinin çok güçlendiğini belirterek “2019’dan bu yana verilen eğitim bizim öğrenclerimizin kaynaklara ulaşması açısından onlara çok ciddi katkı sağladı. Çünkü Fars dili tasavvuf araştırmaları açısından üç ana dilden bir tanesi. Diğer ikisi Arapça ve Osmanlıca” dedi. Saadi Vakfı’nın çalışmalarının çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Öngören, Tahran’daki Yunus Emre Enstitüsü’nün benzer faaliyetleri sonucu Türkçe’nin de İran ilim ve kültür çevrelerinde yaygın hale gelmesiyle ilişkilerin daha sağlam zemine oturacağını söyledi.
Prof. Dr. Gholam-Ali Haddad-Adel: “Türkiyenin kültürel mirasının bir bölümü Farsçadır ve bu miras biz İranlılar için ortak miras sayılmaktadır”
Saadi Vakfı Başkanı İran İslam Cumhuriyeti Meclis Eski Başkanı Gholam-Ali Haddad-Adel de video mesajında Fars dilinin Türkiye’de uzun bir geçmişe sahip olduğunu kaydetti. Haddad-Adel “Türkiyenin kültürel mirasının bir bölümü Farsçadır ve bu miras biz İranlılar için ortak miras sayılmaktadır. Bunun en iyi bilinen örneği Mevlana’nın Mesnevisidir. Şems gazellerini Farsça yazmıştır. Selçuklu Devletinde resmi yazışmalar Farsçadır. Bugün Türkiyedeki kütüphanelerde çok sayıda Farsça eser bulunmaktadır, bunların bir bölümü henüz çalışmamış eserlerdir. Fars edebiyatı, anahtarı Farsça olan bir hazinedir. Siz değerli öğrenciler, Farsça öğrenerek hem Farsça edebiyatın incelikli kavramlarını öğrenebilir hem kendi büyüklerinizin yazmış olduğu eserleri daha iyi tanıyabilirsiniz.” dedi. Haddad-Adel, programlarını başarıyla tamamlayan öğrencileri tebrik ederken, Farsça öğrenenlerin İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde etkili olabileceğini vurguladı. Kurumlar arasında geliştirilen işbirliğinin devamlılığına da değinen Haddad-Adel Üsküdar Üniversitesine ve Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a teşekkürlerini ifade etti.
Prof. Dr. Elif Erhan: “Öğrencilerimiz bu dersleri kayıtlı bulundukları lisansüstü programları kapsamında son dört dönemdir kredili olarak almaktadır”
Tasavvuf Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan, 2019 yılında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Ensititüsü ile İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği arasında bir eğitim iş birliği protokolü geliştirdiklerini kaydetti. “2019 güz döneminde başlayan bu girişim, tarafların olumlu değerlendirmeleriyle bir bir iş birliği protokolüne bağlandı. Bu protokol İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği ve Üsküdar Üniversitesi arasında tesis edilmiştir. Öğrencilerimiz bu dersleri kayıtlı bulundukları lisansüstü programları kapsamında son dört dönemdir kredili olarak almaktadır. Farsça derslerin müfreadatı Saadi Vakfı Enstitüleri İstanbul temsilciliği tarafından hazırlanmakta ve sunulmaktadır. Birinci seviye Osmanlı Türkçesi, Farsçaya Giriş ve Farsça Metin Okumaları derslerini başarıyla tamamlayan öğrenciler aynı zamanda Saadi Vakfı Enstitülerinin uluslararası Farsça dil belgesini almaya hak kazanmaktadır. Bugün bu sembolik törenle, Enstitümüzün Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Yüksek Lisans Programları ve İslam Medeniyeti Düşüncesi, Tarihi ve Edebiyatı Doktora Programları öğrencilerine, tesis edilen işbirliğinin bir nişanesi olarak ortaklaşa hazırlanan dil belgeleri verilecek. Bunu aynı zamanda bir tarih şuuru olarak görüyoruz.” dedi.
Tören Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Korush Moghtaderi tarafından öğrencilere belgelerinin verilmesiyle sona erdi.
Program ÜÜ TV tarafından canlı olarak yayınlandı.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın