OUTDOOR PAZARININ İKONİK MARKASI JACK WOLFSKIN  40. YILINI KUTLUYOR

DNA’sında doğallık, sürdürülebilirlik, işlevsellik ve macera sevgisi bulunan Jack Wolfskin 40. yıl dönümünü, özel koleksiyonlar ve 40 yılı şekillendiren heyecan verici hikayelerin paylaşımıyla kutluyor.  

Efsanevi outdoor markası Jack Wolfskin 40 yaşında! Kurucusu Ulrich Dausien’in outdoor ekosisteminin ihtiyaçlarından yola çıkan bir içgörüyle yarattığı marka, bugün sayısız insanın yaşam tarzını yansıtan trend parçaları üretmeye devam ediyor. Jack Wolfskin, 40. yılına özel hazırladığı koleksiyonda benzersiz mirasını sürdürüyor. Retro çizgilerle şekillenen harika ceketler, yenilikçi teknolojilerle üretilen çantalar ve daha pek çok ürün outdoor severlerle buluşuyor. 

Jack Wolfsin 40. yılını kutlarken, ikonik ürünlerinin evrimini www.jack-wolfskin.com/40years adresinde sergiliyor. Ayrıca, www.jack-wolfskin.com/40years/stories adresinde ise markanın hikâyesine katkı sağlayan isimlerle yapılan video röportajlar, müşterilerden ve çalışanlardan heyecan verici hikayeler yer alıyor.

Hikâye, ünlü yazar Jack London'a ilham veren yerde başlıyor 

Ulrich Dausien, 1981 yılında Batı Kanada'nın engebeli vahşi doğasının derinliklerinde arkadaşlarıyla bir keşif gezisine çıktı. Dausien gezi sırasında, tam da Jack London'ın “The Call of the Wild – Vahşetin Çağrısı” adlı ünlü romanına ilham veren bölgede, kamp ateşinin yanında otururken uzaktan bir kurdun ulumasını duydu. Kurdun karanlığı delen uluması, Ulrich Dausien’e hazırlıklarını yaptığı markanın ismi için ilham verdi. Çünkü bu özel hayvanın kürkü, Dausien'in üretmeyi planladığı outdoor ürünleri gibi doğa şartlarına karşı koruyucu özelliklere sahipti. İşte Jack Wolfskin’in marka ismi böyle bir anda Ulrich Dausien’in aklına düştü. 

Bir seyahat ve outdoor aktiviteleri tutkunu olan Ulrich Dausien, insanların doğada daha kolay deneyimler yaşamasını sağlayacak işlevsel kıyafetler geliştirmek istedi. Girişimci ve maceracı bir ruha sahip olan Dausien, outdoor aktivitelerinde kullandığı mevcut kıyafetlerin kalitesizliğinden yakınıyordu. Outdoor pazarını daha iyi ürünlerle geliştirmeyi hedefleyen Dausien, Jack Wolfskin’in kuruluşunun ilk adımlarını atmaya başladı. Markanın ikonik pençe logosu ilk olarak 1983'te tasarlanan bir üründe kullanıcılarla buluştu. Genç şirketin maceracı ruhu, markanın ilk sloganında kullanılan “Born to be wild!” cümlesiyle ifade edildi. 1969 tarihli ünlü “Easy Rider” filmiyle popülerlik kazanan rock grubu Steppenwolf'un aynı adlı şarkısı, tam da Jack Wolfskin’in köklerine işaret ediyordu. 

Markanın DNA’sı: Doğallık ve Fonksiyonellik

Jack Wolfskin’in kuruluş vizyonunda, herkesin işlevsel outdoor ekipmanlarına erişmesini sağlamak yer alıyordu. Ulrich Dausien ve ekibi, inovatif bir stratejiyle outdoor pazarında devrim yaratan yenilikler geliştirmeye başladı. Örneğin, ürünleri hem su geçirmez hem de nefes alabilir özelliğe kavuşturan ve yıllar içinde daha da gelişen TEXAPORE membranı teknolojisi, 1981 gibi erken bir tarihte geliştirildi. Ayrı ayrı veya soğuk hava koşullarında birlikte giyilebilen iç ceket ve dış ceketlerden oluşan çok yönlü tasarımlı “Century 5in1” kombine ceket, Jack Wolfskin’in erken dönemdeki en büyük başarılarından biri oldu. Üstün havalandırmayı mükemmel ağırlık dağılımı ve taşıma konforuyla birleştiren “ACS Sırt Çantası” da dahil olmak üzere daha birçok yenilik art arda geldi. Jack Wolfskin, 1997'de öncü yaratıcılığını çadır tasarımlarıyla bir kez daha kanıtladı. “Real Tunnel” çadır teknolojisi, otomotiv uzmanı Porsche'nin tesislerinde yapılan kapsamlı testlerin temelinde geliştirildi ve patentlendi.

Erken tarihlerde şekillenen çevreci yaklaşım

Jack Wolfskin, 1980'lerin ve 1990'ların tüm yapay trendlerinin aksine çevreye karşı sorumlu yaklaşımını sarsılmaz bir standart olarak belirledi. Sürdürülebilirlik, geçmişten bu yana Jack Wolfskin’in DNA'sının ayrılmaz bir parçası oldu. Bu yaklaşım, 1982 yılında kullanıcılarla buluşan ağartıcı veya boya içermeyen %100 pamuktan yapılan “Naturhemd” (doğal gömlek) gibi ürünlerde kendini gösterdi. Jack Wolfskin, sürdürülebilir içerikli ürünler geliştirmenin yanı sıra doğayı ve çevreyi korumaya yönelik projelere de yatırım yapmaya başladı. 1988'de kendisini kurtların korunmasına adayan Jack Wolfskin, 2009'da Karpat Dağları'nın doğal ekosisteminin bütünsel olarak korunması ve restorasyonu için Foundation Conservation Carpathia oluşumunu başlatan kurt biyoloğu Christoph Promberger ile iş birliği yaptı. Jack Wolfskin, 1990 yılı gibi erken bir tarihte paylaştığı vaadinde, ürünlerini geliştirirken doğaya karşı sorumlu bir tutum içinde olacağını belirtti. 

Sürdürülebilirliğin öncüsü

Jack Wolfskin, 1988 yılında POLARTEC® polar kumaşlarının orijinal üreticisi olan Malden Mills şirketiyle iş birliği yaptı. On yıl sonra 1999 yılında POLARTEC® geri dönüşüm koleksiyonu, türünün ilk örneği olarak kullanıcıların beğenisine sunuldu. 2021 yılı, Jack Wolfskin’le beraber aynı zamanda yenilikçi kumaş teknolojisi uzmanı POLARTEC®'in de 40. yıl kuruluş dönümü.  

Jack Wolfskin’in, 2007'de hazırladığı “Yeşil Kitap” tedarikçilerle de paylaşıldı. Yeşil kitabın çevreci ilkeleri, iş süreçlerinde bağlayıcı hale getirildi. Marka, 2010 yılında hazır giyim fabrikalarındaki işçilerin koşullarını iyileştirmek için çalışan Fair Wear Foundation’ın (FWF) üyesi ve 2011 yılında ise bluesign© sistem ortağı oldu. 2012 yılından itibaren PVC'nin üretiminden tamamen vazgeçti. 

2014 yılında küreselleşen Jack Wolfskin; Çin, Japonya ve Kuzey Amerika pazarlarına adım attı. PACK AND GO! gibi yepyeni koleksiyonlarla daha genç tüketicilerin hayatına dokunmaya başladı. TEXAPORE ECOSPHERE geri dönüşüm teknolojisi, üretim süreçlerini şekillendiren önemli bir kilometre taşı oldu. Florokarbon (PFC) 2019 yaz sezonu itibariyle giyim, sırt çantası ve çanta koleksiyonlarından tamamen çıkarıldı. 2020 yazında aksesuarlar ve çadırların da katılımıyla markanın tüm serisi PFC'siz hale geldi. 

Kaşiflere ve sporculara destek

Jack Wolfskin, uzun yıllardır kaşiflerin ve sporcuların ilham veren mücadelelerini destekliyor. Bir kutup kaşifi ve yazar olan Arved Fuchs ile iş birliği yapan Jack Wolfskin, Fuchs’un iklim değişikliğine ilişkin gözlemlerinden ve deneyimlerinden yararlanıyor. Himalaya keşif gezileriyle bilinen ekstrem dağcı Mischa Saleki ile kızak köpeği yarışlarında şampiyonlukları bulunan Manfred Elfner de markanın desteklediği isimler arasında yer alıyor. 1990/91'de Everest Dağı'na tırmanmaya çalışan Alek Lwow liderliğindeki dağcılar ve sonrasında birçok üst düzey sporcu için Jack Wolfskin, son derece özel ekipmanlar ve kıyafetler geliştirdi. Profesyonel dağcı Stefan Glowacz ile kayak yarışçısı Felix Neureuther, Jack Wolfskin’in marka elçiliğini yaparken aynı zamanda çevreci bakış açısıyla markanın doğa dostu ürün geliştirme sürecine de katkı sağlıyorlar.

Outdoor ekosisteminin önemli bir parçası olan sırt çantalılar da Jack Wolfskin’in odağında yer alıyor. Dünya çapında sırt çantalı gezginlere eşlik eden Jack Wolfskin, 2017’de #GOBACKPACK kampanyasını hayata geçirdi. Jack Wolfskin, 2020'de dağ ve orman koşullarında yapılan zorlu bir yürüyüşle gerçekleşen WOLFTRAIL adlı yeni bir etkinlik daha başlattı. 

Jack Wolfskin’in WOLFSTOCK Festivali 

Jack Wolfskin’in düzenlediği unutulmaz etkinliklerden biri olan 2001 tarihli WOLFSTOCK, markanın topluluk ruhunu harekete geçiren üç günlük bir açık hava ve müzik festivali olarak gerçekleşti. 1969 yılında genç neslin uyanışını simgeleyen WOODSTOCK Festivali gibi, WOLFSTOCK da hayata karşı benzer bir tutumu paylaşan insanları bir araya getirmeyi başardı.

Maceracılar, gezginler ve en iyi sporcuların yanı sıra yürüyüşçüler, koşucular ve bisikletçiler için ürünler geliştiren Jack Wolfskin, her geçen yıl daha fazla insanın outdoor dünyasına ilgi duymasıyla büyümeye devam ediyor. Aile çadırları ve çocuk ürün grubu sayesinde markanın hitap ettiği hedef kitle genişliyor. 

Almanya Idstein merkezli outdoor uzmanı marka, geride kalan 40 yılın muhasebesini yaparken bu tarihi dönüm noktasını ileriye bakmak için de bir fırsat olarak değerlendiriyor. Jack Wolfskin, outdoor pazarını yeniliklerle yönlendirmeye ve doğaya karşı sorumlu bir tutum sergilemeye devam ediyor.