Dünya Belediyeler Birliği Encümen Üyesi, Sürdürülebilir Kentler Ağı Küresel Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda “İzmir’de iklim kriziyle mücadele kapsamında kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’da 31 Ekim’de başlayıp 12 Kasım’a kadar sürecek 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda İzmir’de iklim kriziyle mücadelede yapılan çalışmaları anlattı. İngiliz Konseyi (British Council), Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Komitesi ve İklim Mirası Ağı tarafından düzenlenen “Kültürün Oluşturduğu Yolda İklim Dirençliliği ve Sürdürülebilir Kalkınma” adlı oturumda konuşan Başkan Tunç Soyer, “Yakın zaman öncesine kadar şehir ve doğa zihinlerimizde birbirinin zıttı olarak görülüyordu. Şehir, hızlı, kabuğuna çekilmiş, kendi kültürünü yaratmış, evlerin, tiyatro ve sinemaların, beton yolların, fabrikaların oluşturduğu meskûn bir alandı. Doğa ise uzaktaydı. Birçoğumuz için sadece belgesellerde yaşıyordu. İzmir’de bu durumu tersine çeviriyoruz. İklim kriziyle mücadele için kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekoloji ve ekonominin müşterek gelişiminin, yani şehrin dirençliliğinin anahtarı haline getiriyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.Soyer Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ndeBaşkan Soyer, çeşitli temaslarda bulunmak, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'na (COP26) katılmak ve İzmir’i temsilen dört oturumda konuşma yapmak üzere Birleşik Krallık’a gitti. Soyer, bugün “Kültürün Öncülüğünde İklim Dirençli Gelecek: Nesiller Arası Diyalog” başlıklı etkinlikte de konuşmacı olarak yer almıştı. 7 Kasım’a kadar çeşitli görüşmeler yapacak olan Soyer, 6 Kasım’da Edinburgh’ta İskoçya GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’ne katılacak. Aynı gün Glasgow Şehir Meclisi’nde Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu (Glasgow Food and Climate Declaration) etkinliğinde konuşma yapacak ve Deklarasyon’a imza atacak.İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam StratejisiBaşkan Soyer ikinci oturumda yaptığı konuşmada İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’nde dört temel adım belirlediklerine de dikkat çekti. Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesi. İzmir’in çeperindeki doğal alanlarda yaşayan canlıların yeşil koridorlar aracılığıyla kent merkezine erişebilmesi. İkinci uygulama başlığımız, insanların doğaya nüfuzunun yönetilmesi. Yani şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlara doğal dengeyi bozmayacak, zarar vermeyecek şekilde erişmesi. Üçüncü başlığımız, İzmir’de döngüsel ekonomiyle ilgili çalışmalarımız. Bu kapsamda kent ve kır arasında doğrudan ekonomik bağlantılar kuruyoruz. Son olarak, İzmir’deki kırsal alan ile metropol alan arasındaki kültürel bağları çoğaltmayı hedefliyoruz. Döngüsel kültür, bu amaçla geliştirdiğimiz ve ilk olarak Eylül 2021’de İzmir’de gerçekleşen UCLG Dünya Kültür Zirvesi’nde tarif ettiğimiz bir kavram. Bu yeni kavramı, insanlığın içinde bulunduğu ekonomik ve ekolojik krizlerin çözümüne katkı koymak amacıyla geliştirdik” dedi.Kurda, kuşa, aşa…Kültürü, bir binayı bir araya getiren harç veya bir ağacın kökleriyle dallarını birleştiren su damlaları gibi gördüğünü söyleyen Soyer, “Yaşamlarımızda her ne yapıyorsak, bilim, sanat, spor, bilim veya siyaset. Hiç fark etmez… Kültür bunların tümünün içinde var. Kültür, tüm bunları bir arada tutan harç, yaşamın öz suyu. Biraz bile eksilse, yaşamın içindeki uyum da bozuluyor. Bu nedenle her şey gibi iklim kriziyle mücadelenin de kültürel bir temele, döngüsel bir kültüre ihtiyacı var. Anadolu insanının tohum ekerken kullandığı ‘kurda, kuşa, aşa’ sözünün böyle bir kültürün yansıması olduğuna inanıyorum. Bu ifade, doğadaki varlıkları merkezinde insanın durduğu bir çevre değil, doğrudan hak öznesi olarak tanımlıyor. Döngüsel kültürün gelişimine rehberlik ediyor. Dahası, sürdürülebilirlik için tecrübeyle sabit bir matematik ortaya koyuyor: İki doğaya, bir aşa. Belki de iklim kriziyle mücadelemizin en önemli sırrı, bu üç kelimelik cümlede gizlidir… Kurda, kuşa, aşa. Yani, iki doğaya, bir aşa” dedi. Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Akdeniz’in kadim şehirlerinden İzmir’in Belediye Başkanı ve ICLEI Yönetim Kurulu üyesi olarak beni bu değerli oturuma davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.”Konuşmacılar kimlerdi?İkinci oturuma Kültür ve Kalkınma Lideri Rosanna Lewis, İklim Bağlantısı Direktörü ve Yaratıcı Komisyonlar Sunucusu Alison Barrett, Uganda’dan INTO Genel Sekreteri Catherine Leonard konuşmacı olarak katıldı. Kültür hakları alanında BM Özel Raportörü Karima Bennoune, Kolombiya’dan Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı Andrea Laverde ve UCLG Kültür Komitesi Direktörü Jordi Pascual ise çevrim içi olarak yer aldı. Uganda Kültürlerarası Vakfı’ndan Emily Drani ise video gönderdi.Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Dünya Belediyeler Birliği Encümen Üyesi, Sürdürülebilir Kentler Ağı Küresel Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda “İzmir’de iklim kriziyle mücadele kapsamında kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’da 31 Ekim’de başlayıp 12 Kasım’a kadar sürecek 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda İzmir’de iklim kriziyle mücadelede yapılan çalışmaları anlattı. İngiliz Konseyi (British Council), Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Komitesi ve İklim Mirası Ağı tarafından düzenlenen “Kültürün Oluşturduğu Yolda İklim Dirençliliği ve Sürdürülebilir Kalkınma” adlı oturumda konuşan Başkan Tunç Soyer, “Yakın zaman öncesine kadar şehir ve doğa zihinlerimizde birbirinin zıttı olarak görülüyordu. Şehir, hızlı, kabuğuna çekilmiş, kendi kültürünü yaratmış, evlerin, tiyatro ve sinemaların, beton yolların, fabrikaların oluşturduğu meskûn bir alandı. Doğa ise uzaktaydı. Birçoğumuz için sadece belgesellerde yaşıyordu. İzmir’de bu durumu tersine çeviriyoruz. İklim kriziyle mücadele için kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekoloji ve ekonominin müşterek gelişiminin, yani şehrin dirençliliğinin anahtarı haline getiriyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.
Soyer Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde
Başkan Soyer, çeşitli temaslarda bulunmak, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'na (COP26) katılmak ve İzmir’i temsilen dört oturumda konuşma yapmak üzere Birleşik Krallık’a gitti. Soyer, bugün “Kültürün Öncülüğünde İklim Dirençli Gelecek: Nesiller Arası Diyalog” başlıklı etkinlikte de konuşmacı olarak yer almıştı. 7 Kasım’a kadar çeşitli görüşmeler yapacak olan Soyer, 6 Kasım’da Edinburgh’ta İskoçya GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’ne katılacak. Aynı gün Glasgow Şehir Meclisi’nde Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu (Glasgow Food and Climate Declaration) etkinliğinde konuşma yapacak ve Deklarasyon’a imza atacak.
İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi
Başkan Soyer ikinci oturumda yaptığı konuşmada İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’nde dört temel adım belirlediklerine de dikkat çekti. Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesi. İzmir’in çeperindeki doğal alanlarda yaşayan canlıların yeşil koridorlar aracılığıyla kent merkezine erişebilmesi. İkinci uygulama başlığımız, insanların doğaya nüfuzunun yönetilmesi. Yani şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlara doğal dengeyi bozmayacak, zarar vermeyecek şekilde erişmesi. Üçüncü başlığımız, İzmir’de döngüsel ekonomiyle ilgili çalışmalarımız. Bu kapsamda kent ve kır arasında doğrudan ekonomik bağlantılar kuruyoruz. Son olarak, İzmir’deki kırsal alan ile metropol alan arasındaki kültürel bağları çoğaltmayı hedefliyoruz. Döngüsel kültür, bu amaçla geliştirdiğimiz ve ilk olarak Eylül 2021’de İzmir’de gerçekleşen UCLG Dünya Kültür Zirvesi’nde tarif ettiğimiz bir kavram. Bu yeni kavramı, insanlığın içinde bulunduğu ekonomik ve ekolojik krizlerin çözümüne katkı koymak amacıyla geliştirdik” dedi.
Kurda, kuşa, aşa…
Kültürü, bir binayı bir araya getiren harç veya bir ağacın kökleriyle dallarını birleştiren su damlaları gibi gördüğünü söyleyen Soyer, “Yaşamlarımızda her ne yapıyorsak, bilim, sanat, spor, bilim veya siyaset. Hiç fark etmez… Kültür bunların tümünün içinde var. Kültür, tüm bunları bir arada tutan harç, yaşamın öz suyu. Biraz bile eksilse, yaşamın içindeki uyum da bozuluyor. Bu nedenle her şey gibi iklim kriziyle mücadelenin de kültürel bir temele, döngüsel bir kültüre ihtiyacı var. Anadolu insanının tohum ekerken kullandığı ‘kurda, kuşa, aşa’ sözünün böyle bir kültürün yansıması olduğuna inanıyorum. Bu ifade, doğadaki varlıkları merkezinde insanın durduğu bir çevre değil, doğrudan hak öznesi olarak tanımlıyor. Döngüsel kültürün gelişimine rehberlik ediyor. Dahası, sürdürülebilirlik için tecrübeyle sabit bir matematik ortaya koyuyor: İki doğaya, bir aşa. Belki de iklim kriziyle mücadelemizin en önemli sırrı, bu üç kelimelik cümlede gizlidir… Kurda, kuşa, aşa. Yani, iki doğaya, bir aşa” dedi. Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Akdeniz’in kadim şehirlerinden İzmir’in Belediye Başkanı ve ICLEI Yönetim Kurulu üyesi olarak beni bu değerli oturuma davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.”
Konuşmacılar kimlerdi?
İkinci oturuma Kültür ve Kalkınma Lideri Rosanna Lewis, İklim Bağlantısı Direktörü ve Yaratıcı Komisyonlar Sunucusu Alison Barrett, Uganda’dan INTO Genel Sekreteri Catherine Leonard konuşmacı olarak katıldı. Kültür hakları alanında BM Özel Raportörü Karima Bennoune, Kolombiya’dan Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı Andrea Laverde ve UCLG Kültür Komitesi Direktörü Jordi Pascual ise çevrim içi olarak yer aldı. Uganda Kültürlerarası Vakfı’ndan Emily Drani ise video gönderdi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın