E-ticaret tüketim alışkanlıklarını nasıl etkiledi?
2000’li yıllarda açılmaya başlayan AVM ve zincir marketlerle fiziki alışveriş gerçekleşiyorken, internetin ve ardından e-ticaret’in yaygınlaşması ile online alışverişe yönelim oluşmaya başladı. İnternetin yaygınlaşması ile kredi kartı kullanımının da arttığını belirten uzmanlar, ancak kredi kartı henüz cepte olmayan paranın kullanımına imkan tanıdığı için pek çok kişinin bu imkanı hesapsızca veya çaresizce kullandığı için günü geldiğinde ödeyemeyip icralık olabildiğine dikkat çekiyor. Dr. Ahmet Şenol, özellikle kargo ve kuryecilik hizmetlerinin de pandemi sürecinde e-ticaret ile birlikte daha çok önem kazanarak hacminin büyüdüğünü ifade ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği İngilizce Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Şenol, dijitalleşmeyle birlikte tüketim alışkanlıklarının zaman içinde değişimi ile ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
2000’lerde AVM ve zincir marketler furyası başladı
2000’li yıllardan itibaren alışveriş merkezleri ve üç harfli zincir marketler açılmaya başlandığını hatırlatan Dr. Ahmet Şenol, “Alışveriş merkezlerinde marketler genellikle zemin katlarda, yiyecek alanları en üst katlarda, giyecek mağazaları ve sinemalar da ara katlarda konuşlandırılmakta. Ayrıca üç harfli isimden oluşan marketler de açılmaya başladı. Sözü edilen alışveriş biçimlerinde hep alışveriş yapacak kişi ürünün fiziken bulunduğu yere gidip alışverişi yapıyor, tüketici ve üretici yüzyüze görüşüyordu.” dedi.
İnternet ve online kredi kartı kullanımı arttı
1992’li yılında dünyada internete bağlı cihaz sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu belirten Dr. Ahmet Şenol, “Hem internet ağının yaygınlaşması, hem bilgisayar ve cihazların daha ucuza üretilmesi ile 2003 yılında internete bağlı cihaz sayısı 500 milyona, 2020 yılında ise 50 milyara ulaşmıştır. İnternetin yaygınlaşması aynı zamanda kredi kartı kullanımını da artırmıştır. Günlük hayatta çok önemli yer tutan kredi kartları, Visa ve Mastercard gibi ödeme altyapılarını kullanarak fiziksel olarak para ödenmeden, aylık olarak günü geldiğinde ödemek şartıyla kredi kartını aldığımız bankaya borçlanma oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Sanal kredi kartı dolandırıcılığa karşı koruyor
Dr. Ahmet Şenol, kredi kartlarının hayatımıza 19’ncu yüzyılın sonlarında ilk olarak ABD’de girdiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Kredi kartı tüketici açısından hem nakit taşıma zorunluluğunu ortadan kaldırmış, hem ödeme günü gelene kadar kart ile sunulan kredi imkanından yararlanabilmeyi sağlamıştır. Kredi kart işlemleri POS cihazları üzerinden yapılmaktadır. Türkiye’deki POS cihazı sayısı 2003 yılında 600 bin civarında iken, Aralık 2020 itibarı ile 3 milyon 348 bin 258 adet POS cihazı bulunuyor. Kredi kartı kullanımı devlet açısından da yapılan satış işleminin kayıtlı hale gelmesi ve Katma Değer Vergisinin daha sağlıklı olarak toplanabilmesine imkan sağlaması nedeniyle faydalı olarak değerlendiriliyor. Ancak kredi kartı henüz cepte olmayan paranın kullanımına imkan tanıdığından, pek çok kişi de kredi kartının sunduğu bu imkanı hesapsızca veya çaresizce kullandığı için günü geldiğinde ödeyemeyip icralık olabiliyor. E-ticaretin yaygınlaşması ile beraber gelen sanal kredi kartı uygulaması tüketicinin kartta sadece belli tarih zaman aralığında belli bir miktar bulundurmasını sağlayarak kredi kartı dolandırıcılığına karşı koruma sağlıyor.”
E-ticaret ile birçok sektörün de hacmi büyüdü
E-ticaretin gelişmesi ve yaygınlaşmasının öncelikli olarak internetin yaygınlaşması, web uygulamalarının gelişmesi, internete bağlı mobil cihazların hayatımıza girmesi ile paralel olarak gerçekleştiğini belirten Dr. Ahmet Şenol, “E-ticaret, internet altyapısını kullanarak ürünün satıldığı mağazaya fiziksel olarak gitmeden web uygulaması veya mobil cihaz uygulaması kullanarak alışveriş yapmaktır. E-ticaret.gov.tr bilgilerine göre 2021 yılında Türkiye’de e-ticaret hacmi 381.5 milyar TL olarak gerçekleşirken, e-ticaretin genel ticarete oranının ise yüzde 17,7 olduğu görüldü. E-ticaret ile yapılan alışverişlerin kredi kartı kullanarak yapıldığı için kayıtlı ticaret oranının arttığı vergi gelirlerine olumlu yansıdığı söylenebilir. Kargo ve kuryecilik hizmetleri de paralel olarak e-ticaret ile daha bir önem kazandı ve hacmi büyüdü.” ifadelerini kullandı.
Pandemi süreci e-ticaret hacmini genişletti
Pandemi sürecinin e-ticaret ve kargo-kuryeciliğin hacmini daha da genişlettiğini vurgulayan Dr. Ahmet Şenol, “E-ticaret ürüne ulaşmayı kolaylaştırmış, yurt dışından direk tüketiciye ürün siparişi vermeyi mümkün kılmış, fiyat kıyaslaması yapan uygulamaların türemesine yol açmıştır. E-ticaret bir yönüyle geleneksel ticaret yapan işletmelerin işini zorlaştırmış, onları da e-ticaretin bir parçası olmaya zorlamış ve e-ticarete adım atamayanların pastasından azaltmıştır.” dedi.
Teknoloji ile birlikte e-ticaretin kullanımı artacaktır
E-ticaret’in geleneksel ticarete oranının gittikçe artmasının beklendiğini belirten Dr. Ahmet Şenol, “Drone tarzı araçların ürün teslimatında daha etkin kullanımı yine e-ticaretin geleceği açısından beklenenlerdendir. İnsansı robotların de gelecekte motokuryelerin yerini alabileceği öngörülüyor. Ancak işin sosyolojik boyutlarını da dikkate almak gerekiyor. Giderek, giyerek, deneyerek, tadına bakarak almayı tercih eden gelenekçi tüketici kitlesi de varolmaya devam edecektir.” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın