Vücudun istemsiz ritmik kasılmalarıyla oluşan nöbetlerle seyreden ve halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi hastalığının belirtileri genellikle 20 yaşından önce özellikle de ilk 3 yaş içinde ve ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Nedeni çoğunlukla bilinmeyen, bazen de doğum travmaları, doğumsal anomaliler, beyin damar hastalıkları sonucu görülebilen epilepsi hastalığının tanı konma aşamasında ise bazı testler büyük önem taşıyor. Bu testlerin başında elektroensefalografi (EEG) çekimi olarak bilinen yöntem geliyor. EEG yöntemi sadece epilepsi tanısında değil, çocuklarda beyne ait önemli problemlerin tanısında da kullanılıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pediatrik Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Zeynep Selen Karalök, çocuklarda EEG uygulamaları hakkında bilgi verdi.
Bebeklerde de güvenle uygulanabiliyor
İnsan beyni düşük elektrik akımları üretmektedir. Bu elektrik akımlarının kaydedilmesini sağlayan yönteme elektroensefalografi (EEG) adı verilmektedir. Öncelikli ve yaygın olarak epilepsi tanısında kullanılan EEG yöntemi, epilepsi dışında da beynin çalışma ve işlevini bozacak hastalıkların varlığında, örneğin ensefalit (beyin iltihabı, ensefalopati (bilinç bulanıklıkları) yol göstericidir. Enfeksiyon ya da inme gibi beyni etkileyecek birçok hastalıkta çocuklar komaya girebilmektedir, koma durumunda beyin aktivitesinin EEG ile izlenmesi büyük önem taşır. Her yaş grubunda olmakla beraber özellikle yenidoğanda hem epileptik durumu belirlemek için hem de yenidoğanın beyin gelişiminin haftasına göre uygun olup olmadığını belirlemek için kullanılmaktadır. Bunların yanında sadece epilepsi tanısında değil, hali hazırda epilepsi tanısı almış hastalarda da kontrol amacıyla, ilaçlara verilen cevabın ölçülmesi amacıyla, gereken noktalarda ilaçları bırakmak gerekip gerekmediğine bakmak amacıyla da kullanılmaktadır. Özetle başta tanısal amaçla, tanı alan hastalardaysa takip ve ilaç düzenleme amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca bazı genetik nörodejeneratif hastalıklarda EEG, tanısal olarak ya da tanıyı desteklemek amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) hastalığında kullanılır. Bu hastalığa özgü bir EEG bulgusu bulunmaktadır. Bazı genetik hastalıklar örneğin Angelman sendromunun EEG’de belli belirteçleri bulunmaktadır. EEG yöntemi herhangi bir radyasyon ya da farklı bir zararı bulunmamakta ve küçük çocuklar ile bebeklerde güvenle uygulanabilmektedir.
Çocuklar uykudayken EEG çekilebiliyor
Öncelikli olarak çocuklarda hem uyku hem uyanıklık EEG’si gerekmektedir. Çocuklarda sadece uyanıklık EEG’sinin epileptik durumu belirlemedeki başarı oranı yaklaşık %50 olarak ifade edilir. Ancak hem uyku hem uyanıklık toplam 1 saat sürede yapılan bir çekimle başarı oranı %70-80’lere çıkmaktadır. Çünkü uykuya geçiş ve uyku safhası beyinde epileptik aktivitenin en iyi yakalandığı dönemdir. Rutin EEG adı verilen uyanıklık çekimi yarım saat sürerken, uyku EGG’si en az 1 saat kadar sürmektedir. Bazı durumlarda belirlenmek istenen duruma göre çekimler birkaç saat ya da 1 gece boyunca da sürebilmektedir. Çekimde çocuklarda uyku için spontane uyku adı verilen çocuğun doğal uykusunda çekmek tercih edilen metottur. Ancak bazen çocuğun uyumadığı durumlarda uyumayı kolaylaştırıcı uyku hormonu melatonin gibi tamamen güvenli bazı ilaçlar kullanılabilmektedir. Çekimin 1 saat boyunca sürmesi ve uykudayken de mutlaka çekim yapılması önemli bir noktadır, bazı merkezlerde bu çekim sadece uyanıkken yapılır ancak başarılı bir sonuç, iyi bir görüntüleme için çekimin uykudayken yapılması önemlidir. Yeni doğan bebeklerde ise mutlaka 1 saatlik uyku çekimi şarttır. Özellikle yenidoğan çekiminin doğru sonuç vermesi çekimin süresiyle bağlantılıdır.
İşlem öncesi bunlara dikkat edin
Gündüzleri uyuyan bir çocuksa özellikle uyku saatinde çekim yapılmaktadır. Uyumayı kolaylaştırması içinse gece 2 saat kadar geç yatırılması, sabah da 2 saat kadar erken kaldırılması önerilir. Uykusuzluk süresini artırarak işlemde kolay uykuya dalması sağlanmaktadır. Ancak daha küçük bebeklerde ve gündüz kendiliğinden uyuyan bebeklerde sorun yaşanmamaktadır. Karanlık bir odada rahatça uyuyabilirler. Çocuğun tok olması gerekmektedir. Rahatça uykuya geçebilmesi için tok olması önemlidir. Epilepsi hastaları günlük gereken ilaçlarını çekim öncesi almalıdırlar. Yani ilaçların çekime herhangi bir etkisi olmadığından rahatlıkla ilaçlar içilip çekime gelinebilir. Bunların dışında saçın temiz olması çekim kalitesini artırmakta olup, hastaların çekim günü temiz saçlarla gelmesi gerekmektedir. Tüm bu şartlar sağlandıktan sonra çocuğun başına pasta adı verilen bir jel sürülür ve jelin üzerine metal elektrotlar takılarak çekim yapılmaktadır. Bu jel duş alırken kolayca yıkanabilen bir jeldir. Çıkması kolay, çocuğu yakan, acı veren, zararı olan bir madde değildir. Çok küçük bebeklerde huzursuzlanacağı için uyku moduna geçtikten sonra elektrotlar takılırken, daha büyük çocuklarda uyanıkken takılır, çekime başlanır ardından çocuk uyku moduna geçer. 1 saatlik çekim yapılır. Çekim esnasında hasta bir kamera vasıtasıyla kayda alınmaktadır. Bu sayede çekim esnasında hasta izlenir, nöbet geçirip geçirmediğine ve hareketlerine bakılır.
Çocuğun pediatrik nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi önemli
EEG’nin aktivasyonunu artıran bazı metotlar vardır. Hastanın EEG çekimi esnasında göz açıp kapatması bunlardan biridir. Bir diğer metot hastanın 3-5 dakika derin nefes alıp vermesi (hiperventilasyon) yöntemidir. Üçüncü metot ise göze ışık uyarısı verilen (fotik uyarı) yöntemdir. Çocuk eğer komut alabiliyorsa ışık metodunun bir kısmında gözü açık, bir kısmında gözü kapalı olmaktadır. Komadaki hastalarda ise sesli uyarı, ağrılı uyarı gibi komanın derecesini anlamak için bazı uyaranlar verilmektedir. Pediatrik hastanın yani 18 yaşına kadar çocukların değerlendirmesini bir pediatrik nöroloji uzmanının yapması önerilmektedir.
Yorum Yazın