“Maya’s Hochzeit” yani “Maya’nın Düğünü”, Mimar Bilen Güneş’in günlüğü. Tek tek her gününü not ettiği bir günlük değil ama... Yaşanmışlıklarından elinde kalan, hayatının kendisinde iz bırakan kesitlerini ve kırılma anlarını bazen yazıyla bazen çizgiyle not düştüğü bir kolaj. Bilen, “ Malum; hayat bir yolculuk…Kimi zaman yolların, kimi zaman koşulların değiştiği ama yolu yürüyenin değişmediği “iki kapılı bir han”. Bu kitap bir yolcunun günlüğü; yaşadıklarının, hissettiklerinin bazen yazıya bazen de çizgiye döküldüğü bir günlük. Bir hatırada, bir duyguda, bir düşüncede ya da bir kişide yaşananları yaşatmak için çıkılan bir yolun ilk öyküsü” diye tanımlıyor kitabını. Hayykitap Yayınları’ndan çıkan kitapla ilgili Bilen Güneş’in aktarımlarına şöyle devam ediyor: “Bir de ikinci öykü var: Maya Home yani İda Dağları’nın eteklerinde, bahçesinde Nâzım’ın zeytin ağacı; bir mimar olarak yapmayı düşlediğim, kapısı tüm canlara açık bir mekân. Her iki öykü adını Maya’dan alıyor. Benden önce bu dünyadan göç eden Maya benim kızım. Varoluşçuluğun derin sularına dalmama; varsa eğer yaşamın ve yaşamanın bir anlamı, peşine düşmeme; olgunlaşmama ve tek gerçeğin ölüm değil ama sevmek, yaşamak ve var etmek olduğuna inanmama vesile olan Maya... Ve bu iki öykü, birlikte ve illa ki insanca ve dostça yaşamak içindir... Yaşamaya selam olsun!” Bilen Güneş, 1969’da İstanbul’da doğdu. Yüksek tahsilini Almanya’da mimarlık üzerine yaptı. Serbest mimar olarak çalışıyor.Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
“Maya’s Hochzeit” yani “Maya’nın Düğünü”, Mimar Bilen Güneş’in günlüğü. Tek tek her gününü not ettiği bir günlük değil ama... Yaşanmışlıklarından elinde kalan, hayatının kendisinde iz bırakan kesitlerini ve kırılma anlarını bazen yazıyla bazen çizgiyle not düştüğü bir kolaj.
Bilen, “ Malum; hayat bir yolculuk…Kimi zaman yolların, kimi zaman koşulların değiştiği ama yolu yürüyenin değişmediği “iki kapılı bir han”. Bu kitap bir yolcunun günlüğü; yaşadıklarının, hissettiklerinin bazen yazıya bazen de çizgiye döküldüğü bir günlük. Bir hatırada, bir duyguda, bir düşüncede ya da bir kişide yaşananları yaşatmak için çıkılan bir yolun ilk öyküsü” diye tanımlıyor kitabını.
Hayykitap Yayınları’ndan çıkan kitapla ilgili Bilen Güneş’in aktarımlarına şöyle devam ediyor:
“Bir de ikinci öykü var: Maya Home yani İda Dağları’nın eteklerinde, bahçesinde Nâzım’ın zeytin ağacı; bir mimar olarak yapmayı düşlediğim, kapısı tüm canlara açık bir mekân.
Her iki öykü adını Maya’dan alıyor. Benden önce bu dünyadan göç eden Maya benim kızım. Varoluşçuluğun derin sularına dalmama; varsa eğer yaşamın ve yaşamanın bir anlamı, peşine düşmeme; olgunlaşmama ve tek gerçeğin ölüm değil ama sevmek, yaşamak ve var etmek olduğuna inanmama vesile olan Maya...
Ve bu iki öykü, birlikte ve illa ki insanca ve dostça yaşamak içindir...
Yaşamaya selam olsun!”
Bilen Güneş, 1969’da İstanbul’da doğdu. Yüksek tahsilini Almanya’da mimarlık üzerine yaptı. Serbest mimar olarak çalışıyor.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın