Doğal gaz fiyatlarında yaşanan artış sonrasında en fazla merak edilen konulardan biri de merkezi ısıtma kazan sistemlerinin mi, yoksa bireysel ısıtma kombi sistemlerinin mi daha fazla avantaj sağladığı.Fortes Mühendislik A.Ş. Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar konu hakkında merak edilenlere açıklık getirdi. 2.000 m² ’den Büyük Alanlarda Zorunlu Merkezi ısıtma sisteminin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın olarak tercih edilen bir ısınma biçimi olduğunu vurgulayan Fortes Mühendislik A.Ş. Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar, “Günümüzde tercihler her ne kadar ağırlıklı olarak kombiler yönünde olsa da, binalarda enerji performansı yönetmeliği madde 13 uyarınca, ”Yeni binalarda; yapı ruhsatına esas olan toplam kullanım alanının 2.000 m² ve üstünde olması halinde merkezi ısıtma sistemi yapılır.” denilmektedir. Bu kararın nedeni ise iyi tasarlanmış bir merkezi sistemin bireysel sistemlere göre işletme giderlerinin daha düşük olmasıdır. Binaların çeşitli bölümlerinde bir merkezden borular vasıtası ile dağıtılan sıcak suyun kapalı devrede sirkülasyonun sağlanmasıyla çalıştırılan bu sistem sayesinde, tüm konut, hastane, avm, otel v.b. mahallerde aynı ısı ve sıcaklık elde edilmektedir. Söz konusu mahalin yalıtımı olması durumunda ise, merkezi ısıtma işletme giderleri 30 ‘a varan oranlarda düşecektir." dedi. Kazan Dönüşümü Verimli Enerji Sağlıyor Katı yakıtlı merkezi ısıtma sistemlerinden doğalgazlı kazan kaskad sistemlerine dönüşüm gerçekleştiren konut, otel, okul v.s. için sistemin verimli çalışabilmesi için tasarımın doğru mühendislik verileriyle yapılması gerektiğini vurgulayan Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar, şunlara değindi: “Kömürlü kalorifer kazanlarında 70 düzeyindeki ısıl verim, doğalgazlı kazana dönüştüğünde, yoğuşma verimleriyle birlikte 110 oranlarına çıkmaktadır. Çalışma ömrünü yitirmiş katı yakıtlı kazanların, doğalgaza uyumlu kazanlara geçişiyle birlikte sistem amortisman süreleri 3-4 yıla kadar kısalmıştır. Bu veri de dönüşüm gerçekleştirecek son kullanıcılar için geçerli bir sebeptir. Ayrıca doğalgazla çalışan kazanların işletilmesinde insan faktörü minimuma indiği için kontrolleri son derece kolaydır. Bu nedenledir ki kullanıcı alışkanlıklarına göre ve dış hava sıcaklıklarına göre gidiş suyu parametrelerinin ayarlanmasıyla birlikte sistem otomatik çalışır ve yakıt tasarrufu sağlanır. Gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilir. Ancak bu kontrol panelleri katı yakıtlı merkezi sistemlere entegre edilememektedir. Bu nedenle kontrolsüz bir güç elde edilmektedir ve gereksiz yakıt tüketimi olmaktadır. Merkezi sisteme geçiş zorunluluğu da bu nedenledir. Kömür veya fuel-oil ile ısıtılan binalarda yanma derecesi elle ayarlanmaya çalışılmaktadır. Ancak dış ısı değişikliklerinde kazanın alevini arttırmak veya azaltmak gerektiğinde geç ısınma sağlanmakta veya çok ısınma sağlanıp yakıt tüketimi artırabilmektedir.Doğal gaza henüz geçmeyen apartmanlar genelde kömürlü ya da fuel-oil’li kalorifer kazanları ile ısıtılmaktadır. Kullanım kolaylığı, daha temiz bir enerji olması ve ekonomik avantajları gibi nedenler düşünüldüğünde doğalgaz bir adım önde yer alıyor. Merkezi ısıtma sistemlerindeki fatura paylaşımları da ısıtma sistemleri için kalorimetre ve ısı payölçer yardımıyla, sıcak su kullanımı paylaşımı için ise sıcak su sayaçlarıyla yapılmaktadır. Bu faturalandırma sistemlerinin paylaştırılması manuel olarak göz ile veya aracı firma yardımıyla her ay otomatik olarak el terminali ile okunan değerler yönetimle paylaşılarak yapılmaktadır. Merkezi sistemlerde radyatörlerin üzerine termostatik vana kullanılması ve kalorimetre, ısı payölçer ölçüm sistemlerinin kullanılması da yürürlükte zorunlu hale getirilmiştir. Termostatik vana kullanımı da yaklaşık olarak 25 yakıt tasarrufu sağlamaktadır." diye ifade etti. Verimli Enerjinin Anahtarı, Doğru Yalıtım Kombi ya da merkezi sistem seçimi yapılırken bina yalıtımına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Makine Mühendisi Anıl Acar, şunları ifade etti: “Merkezi ısıtma sistemlerinden yüksek verimle faydalanılabilmesi için bina yalıtımının doğru bir şekilde yapılması büyük önem taşır. Yatılım yapılırken; binanın güneş alma durumu, rüzgâr durumu, yağmur miktarı gibi etmenler çok iyi analiz edilmelidir.Binanın yıllık ısıtma enerji ihtiyacı TS 825 standardında belirtilen sınır değerden küçük olması durumunda herhangi bir yalıtım işlemine ihtiyaç duyulmayacaktır. Ancak rutubetin çok fazla olduğu bölgelerde binanın yapı elemanları arasındaki yoğuşmanın bir yıl içinde nasıl seyir ettiğine bakılarak önleyici yalıtımlar yapılmalıdır. Yeni binaların büyük bir kısmı yalıtım yapılmış halde satışa çıkarılmaktadır. Yine de konut satın alırken binanızın TS825 standartına uygun olarak yapılıp yapılmadığını sormanız verimli enerji kullanımı için yerinde bir davranış olacaktır. Isıtma konusunda, yalıtım hayati önemde bir etkendir diyebiliriz. Isı kayıpları irdelendiğinde, kaybın en fazla, dış ortamlar ile temasın yüksek olduğu; kiriş, kolon, dış duvarlar, havalandırma kaçakları ve pencerelerde olduğu görülmektedir. PVC pencerelerin odacık sayısı, cam kalınlığı, sızdırmazlık durumu da dikkat etmeniz gereklidir. Bu gibi nedenlerin fazla olması ısı değerini düşüreceğinden çok dikkatli olunmalıdır.” şeklinde konuştu. İlk Yatırım ve İşletmede Daha Az MaliyetliMerkezi ısıtma sistemlerinin avantajlarından bahseden Anıl Acar, şunları ifade etti: “Kombili ısınma sisteminde bireysel kullanıma bağlı olarak, kat geçişlerindeki ısı transferlerinden kaynaklı işletme maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Merkezi ısıtma sistemlerinde tüm binanın rejime girmesi ve dairelerdeki termostatik vanalar ile sıcaklıkların belli derecenin altına indirilememesi nedeniyle yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. İlk yatırım maliyeti olarak ise merkezi sistem, bireysel ısıtma sistemlerine göre daha uygun çıkmaktadır. Daire sayısı ve tüketim arttıkça merkezi ısıtma sitemi ile bireysel ısıtma sistemi arasındaki ilk yatırım maliyeti farkı artmaktadır." dedi. “Yönetmeliği Uygun Olmayan Merkezi Sistem Dezavantaj Oluşturur”Merkezi sistemlerin ısınma konusunda oldukça avantajlı olduğunu fakat yönetmeliğe uygun yapılmadığında dezavantaj oluşturduğuna işaret eden Anıl Acar, şunları kaydetti: “Merkezi ısıtma yönetmeliğine uygun yapılmadığı gibi mühendislik tasarımı eksiklikleri, ısıtma projelerinin doğru çizilmemesi ve proje doğruluğunun sorgulaması yapılmadan yapılan imalatlardan kaynaklı olarak verimsiz ve sorunlu tesisatların ortaya çıktığını gözlemliyoruz. Bu konu merkezi sistem ısıtmalardaki enerji verimliğini ortadan kaldıracağı gibi ısıtmada homojen ısınma sağlanamaması, dairelerde ısınma problemlerini ve yüksek faturaları karşımıza çıkarmaktadır." diye konuştu. Yönetmeliklere Uygun Projelendirme Verimi Artırıyor Merkezi ısıtma sistemlerinin sürdürülebilir kılınabilmesi için doğru bir projelendirmenin yapılması gerektiğini söyleyen Acar, sözlerine şöyle son verdi: “Yönetmeliklere uygun olacak şekilde yapılan projelendirmeler, ısı verimliliğini koruyarak, yaşam alanlarının daha iyi ve daha ekonomik ısınmasını sağlar. Sistem ekipmanlarının seçimi hayati önem taşır. Proje firmaları tarafından çizilen projelerin sorgulanarak tasarım yapılması gerekmekte, ezberden tasarım yapılmaması gerekmektedir. Her proje kendi içerisinde spesifiktir ve farklı çözümler sunulması gerekmektedir. Boru çapı ve kollektör hesabı, sirkülasyon pompa hesabı, kazan kapasite hesabı dikkatlice yapılmalı, projeyle karşılaştırılmalı ve sistem tasarlanmalıdır. Ayrıca radyatörlü ısıtma sağlanacak ise radyatör metrajlarının merkezi sisteme uygun olacak şekilde tasarlanması düşük sıcaklık ile işletmeyi sağlayacaktır. Bu da işletme giderlerini düşürecek bir faktör olarak karşımıza çıkacaktır." dedi. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Doğal gaz fiyatlarında yaşanan artış sonrasında en fazla merak edilen konulardan biri de merkezi ısıtma kazan sistemlerinin mi, yoksa bireysel ısıtma kombi sistemlerinin mi daha fazla avantaj sağladığı.
Fortes Mühendislik A.Ş. Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar konu hakkında merak edilenlere açıklık getirdi.
2.000 m² ’den Büyük Alanlarda Zorunlu
Merkezi ısıtma sisteminin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın olarak tercih edilen bir ısınma biçimi olduğunu vurgulayan Fortes Mühendislik A.Ş. Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar, “Günümüzde tercihler her ne kadar ağırlıklı olarak kombiler yönünde olsa da, binalarda enerji performansı yönetmeliği madde 13 uyarınca, ”Yeni binalarda; yapı ruhsatına esas olan toplam kullanım alanının 2.000 m² ve üstünde olması halinde merkezi ısıtma sistemi yapılır.” denilmektedir. Bu kararın nedeni ise iyi tasarlanmış bir merkezi sistemin bireysel sistemlere göre işletme giderlerinin daha düşük olmasıdır.
Binaların çeşitli bölümlerinde bir merkezden borular vasıtası ile dağıtılan sıcak suyun kapalı devrede sirkülasyonun sağlanmasıyla çalıştırılan bu sistem sayesinde, tüm konut, hastane, avm, otel v.b. mahallerde aynı ısı ve sıcaklık elde edilmektedir. Söz konusu mahalin yalıtımı olması durumunda ise, merkezi ısıtma işletme giderleri 30 ‘a varan oranlarda düşecektir." dedi.
Kazan Dönüşümü Verimli Enerji Sağlıyor
Katı yakıtlı merkezi ısıtma sistemlerinden doğalgazlı kazan kaskad sistemlerine dönüşüm gerçekleştiren konut, otel, okul v.s. için sistemin verimli çalışabilmesi için tasarımın doğru mühendislik verileriyle yapılması gerektiğini vurgulayan Verimli Enerji Sistemleri Departmanı Müdürü Anıl Acar, şunlara değindi:
“Kömürlü kalorifer kazanlarında 70 düzeyindeki ısıl verim, doğalgazlı kazana dönüştüğünde, yoğuşma verimleriyle birlikte 110 oranlarına çıkmaktadır. Çalışma ömrünü yitirmiş katı yakıtlı kazanların, doğalgaza uyumlu kazanlara geçişiyle birlikte sistem amortisman süreleri 3-4 yıla kadar kısalmıştır. Bu veri de dönüşüm gerçekleştirecek son kullanıcılar için geçerli bir sebeptir.
Ayrıca doğalgazla çalışan kazanların işletilmesinde insan faktörü minimuma indiği için kontrolleri son derece kolaydır. Bu nedenledir ki kullanıcı alışkanlıklarına göre ve dış hava sıcaklıklarına göre gidiş suyu parametrelerinin ayarlanmasıyla birlikte sistem otomatik çalışır ve yakıt tasarrufu sağlanır. Gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilir.
Ancak bu kontrol panelleri katı yakıtlı merkezi sistemlere entegre edilememektedir. Bu nedenle kontrolsüz bir güç elde edilmektedir ve gereksiz yakıt tüketimi olmaktadır. Merkezi sisteme geçiş zorunluluğu da bu nedenledir.
Kömür veya fuel-oil ile ısıtılan binalarda yanma derecesi elle ayarlanmaya çalışılmaktadır. Ancak dış ısı değişikliklerinde kazanın alevini arttırmak veya azaltmak gerektiğinde geç ısınma sağlanmakta veya çok ısınma sağlanıp yakıt tüketimi artırabilmektedir.
Doğal gaza henüz geçmeyen apartmanlar genelde kömürlü ya da fuel-oil’li kalorifer kazanları ile ısıtılmaktadır. Kullanım kolaylığı, daha temiz bir enerji olması ve ekonomik avantajları gibi nedenler düşünüldüğünde doğalgaz bir adım önde yer alıyor.
Merkezi ısıtma sistemlerindeki fatura paylaşımları da ısıtma sistemleri için kalorimetre ve ısı payölçer yardımıyla, sıcak su kullanımı paylaşımı için ise sıcak su sayaçlarıyla yapılmaktadır. Bu faturalandırma sistemlerinin paylaştırılması manuel olarak göz ile veya aracı firma yardımıyla her ay otomatik olarak el terminali ile okunan değerler yönetimle paylaşılarak yapılmaktadır.
Merkezi sistemlerde radyatörlerin üzerine termostatik vana kullanılması ve kalorimetre, ısı payölçer ölçüm sistemlerinin kullanılması da yürürlükte zorunlu hale getirilmiştir. Termostatik vana kullanımı da yaklaşık olarak 25 yakıt tasarrufu sağlamaktadır." diye ifade etti.
Verimli Enerjinin Anahtarı, Doğru Yalıtım
Kombi ya da merkezi sistem seçimi yapılırken bina yalıtımına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Makine Mühendisi Anıl Acar, şunları ifade etti: “Merkezi ısıtma sistemlerinden yüksek verimle faydalanılabilmesi için bina yalıtımının doğru bir şekilde yapılması büyük önem taşır. Yatılım yapılırken; binanın güneş alma durumu, rüzgâr durumu, yağmur miktarı gibi etmenler çok iyi analiz edilmelidir.
Binanın yıllık ısıtma enerji ihtiyacı TS 825 standardında belirtilen sınır değerden küçük olması durumunda herhangi bir yalıtım işlemine ihtiyaç duyulmayacaktır. Ancak rutubetin çok fazla olduğu bölgelerde binanın yapı elemanları arasındaki yoğuşmanın bir yıl içinde nasıl seyir ettiğine bakılarak önleyici yalıtımlar yapılmalıdır.
Yeni binaların büyük bir kısmı yalıtım yapılmış halde satışa çıkarılmaktadır. Yine de konut satın alırken binanızın TS825 standartına uygun olarak yapılıp yapılmadığını sormanız verimli enerji kullanımı için yerinde bir davranış olacaktır.
Isıtma konusunda, yalıtım hayati önemde bir etkendir diyebiliriz. Isı kayıpları irdelendiğinde, kaybın en fazla, dış ortamlar ile temasın yüksek olduğu; kiriş, kolon, dış duvarlar, havalandırma kaçakları ve pencerelerde olduğu görülmektedir. PVC pencerelerin odacık sayısı, cam kalınlığı, sızdırmazlık durumu da dikkat etmeniz gereklidir. Bu gibi nedenlerin fazla olması ısı değerini düşüreceğinden çok dikkatli olunmalıdır.” şeklinde konuştu.
İlk Yatırım ve İşletmede Daha Az Maliyetli
Merkezi ısıtma sistemlerinin avantajlarından bahseden Anıl Acar, şunları ifade etti: “Kombili ısınma sisteminde bireysel kullanıma bağlı olarak, kat geçişlerindeki ısı transferlerinden kaynaklı işletme maliyetleri değişkenlik göstermektedir.
Merkezi ısıtma sistemlerinde tüm binanın rejime girmesi ve dairelerdeki termostatik vanalar ile sıcaklıkların belli derecenin altına indirilememesi nedeniyle yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. İlk yatırım maliyeti olarak ise merkezi sistem, bireysel ısıtma sistemlerine göre daha uygun çıkmaktadır. Daire sayısı ve tüketim arttıkça merkezi ısıtma sitemi ile bireysel ısıtma sistemi arasındaki ilk yatırım maliyeti farkı artmaktadır." dedi.
“Yönetmeliği Uygun Olmayan Merkezi Sistem Dezavantaj Oluşturur”
Merkezi sistemlerin ısınma konusunda oldukça avantajlı olduğunu fakat yönetmeliğe uygun yapılmadığında dezavantaj oluşturduğuna işaret eden Anıl Acar, şunları kaydetti: “Merkezi ısıtma yönetmeliğine uygun yapılmadığı gibi mühendislik tasarımı eksiklikleri, ısıtma projelerinin doğru çizilmemesi ve proje doğruluğunun sorgulaması yapılmadan yapılan imalatlardan kaynaklı olarak verimsiz ve sorunlu tesisatların ortaya çıktığını gözlemliyoruz.
Bu konu merkezi sistem ısıtmalardaki enerji verimliğini ortadan kaldıracağı gibi ısıtmada homojen ısınma sağlanamaması, dairelerde ısınma problemlerini ve yüksek faturaları karşımıza çıkarmaktadır." diye konuştu.
Yönetmeliklere Uygun Projelendirme Verimi Artırıyor
Merkezi ısıtma sistemlerinin sürdürülebilir kılınabilmesi için doğru bir projelendirmenin yapılması gerektiğini söyleyen Acar, sözlerine şöyle son verdi: “Yönetmeliklere uygun olacak şekilde yapılan projelendirmeler, ısı verimliliğini koruyarak, yaşam alanlarının daha iyi ve daha ekonomik ısınmasını sağlar. Sistem ekipmanlarının seçimi hayati önem taşır.
Proje firmaları tarafından çizilen projelerin sorgulanarak tasarım yapılması gerekmekte, ezberden tasarım yapılmaması gerekmektedir. Her proje kendi içerisinde spesifiktir ve farklı çözümler sunulması gerekmektedir.
Boru çapı ve kollektör hesabı, sirkülasyon pompa hesabı, kazan kapasite hesabı dikkatlice yapılmalı, projeyle karşılaştırılmalı ve sistem tasarlanmalıdır. Ayrıca radyatörlü ısıtma sağlanacak ise radyatör metrajlarının merkezi sisteme uygun olacak şekilde tasarlanması düşük sıcaklık ile işletmeyi sağlayacaktır. Bu da işletme giderlerini düşürecek bir faktör olarak karşımıza çıkacaktır." dedi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın