Gilead Medikal Direktörü Dr. Serhan Sevgi, Dünya Hepatit Farkındalık Gününe özel röportajında hepatit türleri, belirtileri ve tedavi yöntemlerine dair bilgilerin yanı sıra Gilead’ın bu alanda yürüttüğü proje ve katkılardan bahsetti.
Hepatit alanında çalışmalarınız ve tedavileriniz olduğunu biliyoruz. Peki hepatit nedir, biraz bahsedebilir misiniz?
Hepatit, en basit haliyle karaciğerin iltihaplanması anlamına gelir. Dünyada hepatitin en yaygın nedeni hepatit virüsleridir. Ancak ilaç kullanımı, alkol tüketimi ve karaciğer yağlanmasına bağlı olarak da gelişebiliyor. A, B, C, D ve E tipleri olarak adlandırılan 5 ana hepatit virüsü bulunuyor. Özellikle B ve C tipleri yüz milyonlarca insanda kronik hastalığa yol açarak siroz veya karaciğer kanserine kadar ilerleyebiliyor. Hepatit B, hepatit B virüsünün (HBV) neden olduğu ciddi ancak aşı ile önlenebilir bir karaciğer enfeksiyonudur. Hepatit B'li yetişkinlerin çoğu, belirti ve semptomlar şiddetli olsa bile tamamen iyileşebilir. Bazı insanlar için ise hepatit B enfeksiyonu kronikleşir, yani altı aydan fazla sürer. Bebeklerin ve çocukların kronik (uzun süreli) bir hepatit B enfeksiyonu geliştirme olasılığı daha yüksektir. Virüsle yeni enfekte olan herkes belirti göstermeyebilir, ancak belirti yaşayanlarda yorgunluk, iştahsızlık, mide ağrısı, mide bulantısı ve sarılık görülebilir. Ülkemizde 18 yaş üstü her üç kişiden biri HBV ile karşılaşmıştır ve bu kişilerin sadece 12’si enfekte olduğunun farkındadır. Bu sebeple tanı almış kişilerin zaman kaybetmeden düzenli kontrol ve tedaviye devam etmesi çok önemlidir.
Hepatit nasıl bulaşıyor?
Hepatit B virüsü, kan veya diğer vücut sıvılarına maruz kalma yoluyla bulaşıyor. Bu bulaşma cinsel temas, iğne, şırınga vb. enjeksiyon ekipmanlarını paylaşma veya doğumda anneden bebeğe şeklinde gerçekleşebiliyor. Hepatit B virüsünün en sık bilinen bulaş yolları kontrol edilmemiş kan ya da kan ürünlerinin kullanımı, sterilize edilmemiş araçlarla tıbbi ya da diş müdahaleleri yapılması, kullanılmış enjektör paylaşımı, tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımı, sterilize edilmemiş araçlarla dövme ya da vücut takılarının uygulanması şeklinde sıralanabilir.
Hepatit C virüsü ise, kontamine kan ve kan ürünlerinin transferi, damar içi madde kullanımı veya cerrahi işlemler esnasında bulaşabiliyor. Ayrıca cinsel yolla ve anneden bebeğe geçiş de diğer bulaşma yolları arasında yer alıyor. Hepatit C virüsünün bir aşısı bulunmuyor ancak 8 ya da 12 haftalık tedaviler ile hastalığı tamamen vücuttan temizlemek yani kür etmek mümkündür. Ülkemizde karaciğer naklinin ikinci en sık rastlanan sebeplerinden biridir. Kişilerin yaklaşık 5-25'inde kronik hepatit C ile 10-20 yıl içinde siroz gelişiyor. Bu nedenle düzenli ilaç kullanımı ve hekim kontrolü büyük önem taşıyor.
Hepatit belirtileri nelerdir? Tanı ve tedavi süreci ile ilgili bilgi verir misiniz?
Hepatit aslında sessiz bir hastalıktır. Genelde bulgu vermez ve bu nedenle ya rutin taramalarda ortaya çıkar ya da hastalık ilerlediğinde bulgu verir. Hepatit belirtileri arasında başlıca şunları sayabiliriz: Halsizlik, karın ağrısı, koyu idrar, ateş, eklem ağrısı, iştah kaybı, mide bulantısı, kil renkli dışkı, cildin ve göz bebeklerinin sararması. Hepatit B teşhisi, "hepatit B kan paneli" adında basit bir kan testi ile konur.
Kişilerin medikal geçmişi, hepatit B olan kişilerle teması ve diğer olası risk faktörleri (ilaç enjeksiyonu ya da dövme için iğne kullanımı gibi) bulunuyorsa mutlaka test yaptırılmasını öneriyoruz.
Akut hepatit B için spesifik bir tedavi bulunmuyor, bu nedenle hastaların semptomlarına göre destekleyici tedavi veriliyor. Kronik enfeksiyonu olan kişiler için ise virüsün çoğalmasını durduran çeşitli antiviral ilaçlar bulunuyor. Bu ilaçlarla hasta yaşam kalitesi ciddi anlamda iyileşiyor. Hepatit B tanısı almış kişilerin karaciğer hasarını ya da kanser oluşumunu önlemek için mutlaka düzenli hekim kontrolünde olmalarını öneriyoruz. Düzenli kontrol ve tedaviler sirozun ilerlemesini yavaşlatabilir, karaciğer kanseri riskini azaltabilir ve uzun süreli sağ kalımı iyileştirebilir.
Türkiye’de hepatit görülme sıklığı nedir? Risk altındaki gruplardan bahsedebilir misiniz?
Türkiye’de hepatit B sıklığı 4.57, hepatit C sıklığı ise 0.5 olarak biliniyor. Sağlık Bakanlığı’nın 1998 yılından itibaren uygunladığı etkili aşı programı neticesinde hepatit B virüsüyle karşılaşma olasılığının dramatik şekilde düştüğü görülüyor. Türkiye’deki hepatit B sıklığının 2’nin altına inmesi bekleniyor ancak bu tabii ki aşılama, doğru tanı ve tedavilerle mümkün olacaktır. Bununla beraber Türkiye, yoğun göç alan bir ülke olduğundan bu sayılarda artış yaşanabilir.
Sağlık çalışanları ve stajyer öğrenciler, hemodiyaliz hastaları, solid organ ve kemik iliği nakil adayları ve alıcıları, sık kan ve kan ürünü kullanmak zorunda kalan kişiler, madde bağımlıları, hepatit B taşıyıcılarının/hastalarının aile içi temaslılarından aşısız olanlar, HBsAg pozitif annelerin çocukları, çok sayıda cinsel partneri olan ve seks işçileri ile cinsel ilişkide bulunan kişiler, eşcinsel ve biseksüel erkekler, hepatit B dışında kronik karaciğer hastalığı olan kişiler, cezaevlerinde ve ıslahevlerinde bulunan hükümlüler ve çalışanlar, riskli diş tedavisi ve girişim öyküsü olanlar, berberler-kuaförler, manikür-pedikürcüler, piercing, dövme yaptırmayı planlayan kişiler, zihinsel engelli bakımevlerinde bulunan kişiler, yetiştirme yurtlarında bulunanlar, güvenlik personeli (asker, polis vb. arasında kan ve hasta çıkartıları ile temas riski yüksek olanlar), kazalarda ve afetlerde ilk yardım uygulayan kişiler, HBV sıklığının yüksek olduğu bölgelerden gelen göçmenler risk altındaki gruplar olarak sıralanabilir.
Pandemi döneminin hepatit üzerinde ne gibi etkileri oldu?
Pandemi döneminde diğer kronik hastalığı olan kişilerde olduğu gibi kronik hepatit B hastaları da tedavilerine aksama olmadan ilaç rapor sürelerinin uzatılması sayesinde devam edebildiler. Bu süreçte hastaneye gitme sıklığı azaldı. Bu durum hastalarda hastalık evresindeki ilerlemenin tespit edilmesinde aksamalara neden oldu. Takipsiz kalınan dönemde karaciğer kanseri tespitinde ve tedavi yan etki izlemlerinde artış görüldü. Dolayısıyla hepatit hastalarının tedavi sürecinde kontrollerini aksatmamaları son derece önemli.
Gilead olarak hepatit alanındaki faaliyetleriniz nelerdir?
Gilead olarak dünyada 35, Türkiye’de 15. yılımızı kutluyoruz. Geçmişten bu yana yenilikçi tedaviler geliştirmeye ve hastaları iyileştirmeye odaklanıyoruz. HIV/AIDS’in ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp kronik bir hastalığa dönüşmesine öncülük ettik. Hepatit C alanında kandan virüsün tamamen arınmasını sağlayan tedaviyi; hepatit B alanında ise dünyada FDA tarafından en son onaylanan tedaviyi kullanıma sunduk. Hepatit B ve C’de geliştirdiğimiz tedavilerin yanı sıra delta hepatit, yağlı karaciğer hastalığı ve primer sklerozan kolanjit gibi karaciğeri etkileyen tedaviler üzerinde de çalışmaya devam ediyoruz. Ayrıca, hepatitin ülkemizde elimine edilmesi için yürütülen çalışmalarda Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği ve Viral Hepatit Savaş Derneği’ne koşulsuz destek sağladık. Bu çalışmaların temel amacı Türkiye’de hepatit B’nin kısa vadede yayılımını durdurmak, hastalığın progresyonuna engel olarak, yaşam kalitesini iyileştirmek ve uzun vadede eliminasyonunu sağlamaktır. Çalışmaların sonucunda belirlenen yol haritasıyla aksiyonlarımızı alıyor, konuyu paydaşlarımızla takip ediyoruz.
Öte yandan devletimizin Kalkınma Planlarındaki stratejik hedefleri arasında yer alan ilaçta yerelleşmeye de katkı sağlıyoruz. ‘Türkiye için Türkiye’de’ vizyonuyla yola çıkarak yerel üretim iş ortağımızla yerli üretime katkıda bulunuyoruz. En son geliştirdiğimiz hepatit B ve HIV ilaçlarımızı Türkiye’de üretmeye başladık. Yani ülkemizde hepatit hastalarının kullandığı tedavilerimizi Türkiye’de üretiyoruz.
Ayrıca hepatit B konusunda toplumsal farkındalığı artırmak, düzenli tedavi ve sağlık kontrollerinin önemine dikkat çekmek için başlattığımız HEP VAR farkındalık kampanyamız için bir web sitesi oluşturduk (hepvar). Web sitemizde hepatit belirtileri, türleri, test ve tedavi süreçleri gibi temel bilgilerin yanı sıra hepatit B hakkında en çok merak edilen soruların yanıtlandığı hekim videoları, tanı konan hastaların deneyimleri, hepatit B ile yaşama dair blog yazıları gibi pek çok içeriği bir araya getirerek başta hepatit B hastaları ve yakınları olmak üzere tüm toplumu bilgilendirmek ve bu alanda farkındalığı artırmayı hedefliyoruz.
Son olarak Gilead’ın “Hayat Bulan Fikirler” programıyla ilgili bilgi alabilir miyiz? Proje başvurularının tamamlandığını biliyoruz, ödül töreni ne zaman gerçekleşecek?
Gilead olarak 2013 yılında başlattığımız Hayat Bulan Fikirler programı ile ülkemizdeki araştırmacıların ve sivil toplum kuruluşlarının yenilikçi fikirlerini hayata geçirmesine destek oluyoruz. Türkiye’de viral hepatitler, HIV, sistemik mantar enfeksiyonları, onkoloji ve hematolojik maligniteler alanlarında; hastalıkların taranmasını, teşhis edilmesini, uygun tedavilere daha iyi koşullarda ulaşımı sağlamaya yönelik en iyi uygulamaları, yenilikçi fikirlerin geliştirilmesini ve yayılmasını 9 yıldır karşılıksız destekliyoruz. Tıp, genetik, biyomedikal gibi bölümlerde okuyan üniversite öğrencileri, hekimler ve akademisyenler ile sağlık alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, bilimsel ve sosyal projeleriyle hayatbulanfikirler üzerinden başvurularını yaptılar. Bu yıl, 33’ü bilimsel 10’u sosyal olmak üzere toplam 43 başvuru aldık. Bağımsız jüri üyelerinden oluşan değerlendirme kurulu projeleri değerlendirdi ve 19 Ekim 2022’de düzenlenecek tören ile ödüller sahiplerini bulacak.
Gilead; bugüne kadar HIV, hepatit B, hepatit C, hematoloji, onkoloji ve sistemik mantar enfeksiyonları gibi alanlarda 45’i bilimsel, 19’u sosyal olmak üzere, toplam 64 projeye 860 bin dolar tutarında destek sağladı.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın