Yeni varyant kapıdayken 3. doz aşılar kesinlikle ihmal edilmemeli
AJANSPandemi ile mücadelede en ön safta yer alan solunum hekimleri, COVID-19’un yeni varyantı Omicron konusunda uyarılarına devam ediyor. TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, bu varyantın ülkemize girişini geciktirmek için yurtdışından gelişlerin kontrol altında tutulması gerektiğini belirtirken, “Bu kış aylarında, üstelik Omicron kapıdayken 3. doz aşılar kesinlikle ihmal edilmemeli” dedi.
Geçtiğimiz hafta ilk kez Güney Afrika’da izole edilen NU varyant B.1.1.529, dünya genelinde hızla yayılmaya başladı. Pandemi ile iki yıla yakın süredir mücadele eden solunum hekimleri, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “endişe verici varyant” olarak tanımlanan ve “Omicron” adı verilen yeni varyant konusunda şimdiden önlem alınması çağrısı yapıyor. Akciğer sağlığı konusunda 4.500’e yakın hekimin üye olduğu Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), ülkemizde bir Omicron vakası görülmeden önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, yurtdışından Türkiye’ye girişlerin daha sıkı kontrol edilmesi gerektiğini belirtirken, 3. Doz aşıların önemine de dikkat çekiyor.
KOLAY VE HIZLICA BULAŞIYOR
Konuyla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, Omicron’un neden endişe verici bir varyant türü olarak kabul edildiğini şöyle açıkladı: “Güney Afrika deneyiminde hastalığın aşırı yorgunluk ve başağrısı ama genelde daha hafif seyrettiği, tat-koku alma bozukluğunun olmadığı bildirildi. Ancak Omicron ‘S’ spike proteinde 32 farklı mutasyon içeriyor ve COVID-19’un ilk tanımlanmasından günümüze en kompleks mutasyonlara sahip varyant olarak da kabul ediliyor. Spike proteindeki mutasyonlar ile kolay ve hızlı bulaşma ve hücreye daha fazla tutunma potansiyeli olabileceği düşünülüyor. Mevcut aşıların etkinliğinde azalma ve antikordan kaçma özelliği taşıyabilir. Bu nedenle dünya genelinde uyarılar ve özellikle Afrika ülkelerine seyahat kısıtlamaları konulmaya başladı.”
ÜLKEMİZE GİRİŞİ GECİKTİRİLMELİ
“Şu aşamada panik yapmaya gerek yok ama özellikle riskli bölgelerden gelen kişilere havalimanlarına tarama ve izolasyon uygulanmalı” diyen Kömürcüoğlu, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Hatırlarsak Delta varyantı 2 ay içine dünya çapında ve ülkemizde yaygınlaşmıştı. Yeni Omicron varyantının ülkemize girişini ve yaygınlaşmasını geciktirmek için, başta Afrika ülkeleri olmak üzere özellikle Avrupa’dan Almanya, İngiltere ve Rusya gibi çok hızlı vaka artışı yaşanılan yerlerden ülkemize gelişlerde tarama ve izolasyon önlemlerinin düzenlenmesi gerekiyor. İlk veriler mRNA aşılarının Omicron’a karşı yüzde 90 etkili olarak açıklandı. 3. doz olanlarda ise etkinlik oranı yüzde 93, yani oldukça etkili. Delta varyantında bu etkinlik yüzde 95 idi. Delta’ya göre Omicron 1,3 kat daha bulaştırıcı. Bu nedenle 3. doz aşıların yapılması çok önem kazanıyor. Aşılama hızlanılmalı ve çocuklarda da aşılama yaşı düşürülmeli.”
AŞILAMA ORANLARI ARTMALI
Bireysel önlemlerin ise her zaman önemini koruduğunu vurgulayan Kömürcüoğlu, bu konuda da şunları söyledi: “Kış mevsimine girdiğimiz bu günlerde kapalı alanlarda etkili maske kullanımı, mesafeye dikkat etmek ve aşılarımızı tam doza tamamlamak en önemli tedbirler. Aşılamada 3. dozları özellikle vurgulamak istiyorum; kesinlikle ihmal edilememeli ve hızlanmalıyız. Biliyorsunuz Omicron varyantı, ilk olarak aşılamanın kıta genelinde yüzde 7 ve altında olduğu Afrika kıtasında rapor edildi. Ardından hızlı bir şekilde Belçika, Almanya, Çekya, İngiltere, İtalya, İsrail, Hong Kong, Botsvana, Danimarka, Avusturya ve Avusturalya’dan olgu bazında vakalar bildirilmeye başladı. Dünya çapında aşılama belirli oranlara ulaşmadıkça yeni varyantların oluşumunu engellemek imkânsız gibi görünüyor. DSÖ pandeminin aşısızların pandemisi olacağını belirtmişti, yeni varyantla salgın seyrine maalesef tekrar başa dönüş oluyor. Bu nedenle pandeminin 2. Yılını doldururken aşıların artık etkinliği çok net ve Corona ile mücadele aşının önemi artık tartışılır bir konu olmaktan çıkmalı ve aşılamada tekrar artış sağlanmaya yönelik kampanyalar yapılarak bir an önce istenen seviyeye çıkmalı.”
TÜSAD HAKKINDA
Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 4.500’ün üzerindeki üyeleri ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 51 yıllık geçmişinde 43 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir