Tam kapanma ve kısıtlamaların ardından nasıl sosyalleşeceğiz
AJANSBeslenme, diyet ve psikoloji danışmanlık hizmetlerini bir araya toplayan Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Psikolog G. Tansu Ocak, 1 buçuk sene süren tam kapanma ve kısıtlamalar sonrası oluşabilecek sosyalleşme kaygısını anlattı. Sorunun üstesinden gelebilmemiz için tavsiyelerde bulundu. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi, 1 buçuk yılı aşkın bir süredir hepimizi evlerimize hapsetti. Tam kapanma ve sokağa çıkma kısıtlamaları sosyalleşebileceğimiz alanları en küçük düzeye indirgerken yeniden normalleşme kararıyla hayata kaldığımız yerden devam etmeye hazırlanıyoruz. Peki, kapanma dönemlerinde uzunca bir süre evde kaldıktan sonra yeniden sosyalleşme fikri tedirginlik yaratır mı? Tekrar kalabalığa girmekten korkacak mıyız? Yüz yüze iletişim kurmayı unuttuk mu? Sosyalleşme kaygısı ve nasıl üstesinden gelineceğini Psikolog G. Tansu Ocak anlattı. “YAŞADIĞINIZ KAYGILAR NORMAL” “Kalabalık stresi, sosyalleşme fikrinin yarattığı tedirginlik, yabancılarla yüz yüze iletişim kuramayacağınızı düşünüyor olmanız gayet normal bir durum” diyen Psikolog G. Tansu Ocak, “Tam kapanma ve kısıtlamalar pek çoğumuzu daha önce alışmadığımız ‘ev ortamına’ alıştırdı ve günlük rutinlerimizi değiştirdi. Değişen rutinlere beynimizin verdiği tepki çoğunlukla strestir. Bu duygu, beyninizin 'Bu yeni bir durum, dikkat et' deme şeklidir” diye konuştu. Dışarıdaki hayata alıştıkça stres düzeyinin azalacağını belirten Psikolog Ocak, bu dönemi kolay atlatabilmemiz için ipuçlarını paylaştı: Ertelemeyin! İşiniz, ilişkiniz, yapmanız gereken herhangi bir eylemden kaçındıkça kaygı artar ve işler uzun vadede daha da kötüleşir. Erteleme davranışlarınız ortadan kalktığında kaygı seviyenizde de azalma olacaktır. Beklemeyin ve harekete geçin Endişenizi geçiremiyorsanız ya da kaygılarınız büyüyorsa daha küçük adımlarla başlayın ve zamanla adımlarınızı büyütün. Normal hayata dönüşünüz bir anda olmak zorunda değil. Alışmayı bekleyebilirsiniz. Çekindiğiniz, üşendiğiniz işi sıklıkla yapın Üşendiğiniz, çekindiğiniz işleri ne kadar sıklıkla yaparsanız o kadar hızla alışırsınız. Rutinler, siz onları düzenli olarak uyguladığınızda rutinleşirler. İyi şeylere odaklanın Kaygılarınıza odaklanırsanız, endişeleriniz artar. Ancak heyecan duyduğumuz ya da özlediğimiz işlere odaklanırsak o zaman kaygı yerini heyecana bırakacaktır. Yakın çevrenizle sosyalleşmeye başlayın Güvendiğiniz insanlarla endişelerinizi paylaşmak, onlara duygularınızdan bahsetmek daha az kaygılı hissetmeniz açısından oldukça önemlidir. Birçok insan, sosyal hayatına geri döndüğünde virüs kapma ya da hastalanma kaygısını da yanında taşıyacak. Yalnız olmadığınızı fark etmek bu durumu yönetmenizi de kolaylaştırır. Sosyalleşmeye önce aile ve arkadaşlarla başlarsanız, beklentileri karşılama konusunda daha rahat ve daha az kaygılı hissedersiniz. En önemlisi, keyif aldığınız şeyleri hatırlayın ve yeniden yapmaya başlayın. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Beslenme, diyet ve psikoloji danışmanlık hizmetlerini bir araya toplayan Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Psikolog G. Tansu Ocak, 1 buçuk sene süren tam kapanma ve kısıtlamalar sonrası oluşabilecek sosyalleşme kaygısını anlattı. Sorunun üstesinden gelebilmemiz için tavsiyelerde bulundu.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi, 1 buçuk yılı aşkın bir süredir hepimizi evlerimize hapsetti. Tam kapanma ve sokağa çıkma kısıtlamaları sosyalleşebileceğimiz alanları en küçük düzeye indirgerken yeniden normalleşme kararıyla hayata kaldığımız yerden devam etmeye hazırlanıyoruz.
Peki, kapanma dönemlerinde uzunca bir süre evde kaldıktan sonra yeniden sosyalleşme fikri tedirginlik yaratır mı? Tekrar kalabalığa girmekten korkacak mıyız? Yüz yüze iletişim kurmayı unuttuk mu? Sosyalleşme kaygısı ve nasıl üstesinden gelineceğini Psikolog G. Tansu Ocak anlattı.
“YAŞADIĞINIZ KAYGILAR NORMAL”
“Kalabalık stresi, sosyalleşme fikrinin yarattığı tedirginlik, yabancılarla yüz yüze iletişim kuramayacağınızı düşünüyor olmanız gayet normal bir durum” diyen Psikolog G. Tansu Ocak, “Tam kapanma ve kısıtlamalar pek çoğumuzu daha önce alışmadığımız ‘ev ortamına’ alıştırdı ve günlük rutinlerimizi değiştirdi. Değişen rutinlere beynimizin verdiği tepki çoğunlukla strestir. Bu duygu, beyninizin 'Bu yeni bir durum, dikkat et' deme şeklidir” diye konuştu.
Dışarıdaki hayata alıştıkça stres düzeyinin azalacağını belirten Psikolog Ocak, bu dönemi kolay atlatabilmemiz için ipuçlarını paylaştı:
- Ertelemeyin!
İşiniz, ilişkiniz, yapmanız gereken herhangi bir eylemden kaçındıkça kaygı artar ve işler uzun vadede daha da kötüleşir. Erteleme davranışlarınız ortadan kalktığında kaygı seviyenizde de azalma olacaktır.
- Beklemeyin ve harekete geçin
Endişenizi geçiremiyorsanız ya da kaygılarınız büyüyorsa daha küçük adımlarla başlayın ve zamanla adımlarınızı büyütün. Normal hayata dönüşünüz bir anda olmak zorunda değil. Alışmayı bekleyebilirsiniz.
- Çekindiğiniz, üşendiğiniz işi sıklıkla yapın
Üşendiğiniz, çekindiğiniz işleri ne kadar sıklıkla yaparsanız o kadar hızla alışırsınız. Rutinler, siz onları düzenli olarak uyguladığınızda rutinleşirler.
- İyi şeylere odaklanın
Kaygılarınıza odaklanırsanız, endişeleriniz artar. Ancak heyecan duyduğumuz ya da özlediğimiz işlere odaklanırsak o zaman kaygı yerini heyecana bırakacaktır.
- Yakın çevrenizle sosyalleşmeye başlayın
Güvendiğiniz insanlarla endişelerinizi paylaşmak, onlara duygularınızdan bahsetmek daha az kaygılı hissetmeniz açısından oldukça önemlidir.
Birçok insan, sosyal hayatına geri döndüğünde virüs kapma ya da hastalanma kaygısını da yanında taşıyacak. Yalnız olmadığınızı fark etmek bu durumu yönetmenizi de kolaylaştırır. Sosyalleşmeye önce aile ve arkadaşlarla başlarsanız, beklentileri karşılama konusunda daha rahat ve daha az kaygılı hissedersiniz. En önemlisi, keyif aldığınız şeyleri hatırlayın ve yeniden yapmaya başlayın.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir