© Sektorel 2021

Saçkıran en sık gençleri etkiliyor

Son günlerde Will Smith’in eşinin hastalığı olarak duyulan, halk arasında saçkıran olarak da bilinen Alopesi, en sık karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer alıyor. Toplumda alopesi areata ile yaşam boyu karşılaşma riskinin yüzde 2 olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Alopesi areata, saç, sakal, bıyık, kaş, kirpik bazen de göğüste, sırtta, bacak ve kollarda görülebilen, ani başlangıçlı, kalıcı olmayan kıl dökülmeleri ile karakterize bir hastalıktır. Toplumdaki yaygın inanışın aksine bulaşıcı değildir. Alopesi sıklığı 100 bin kişide ortalama 20’dir. En sık görülme yaşı ise 25-36 arasındadır” açıklamasında bulundu.

 

Saç ve kıl dökülmelerinin oval/dairesel, ağ biçiminde, ense bölgesinde geniş bir alanı tutan ya da kaş ve kirpiklerin dökülmesi şeklinde görülebildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Bazen de Alopesi totalis dediğimiz; tüm yüz ve saçlı derideki kıl dökülmeleri şeklinde ya da Alopesi üniversalis denilen; tüm saç ve vücut kıllarının dökülmesi şeklinde görülebiliyor. Beraberinde tırnaklarda değişiklikler de meydana gelebiliyor” dedi. 

Gençleri daha çok etkiliyor

Alopesi areatanın sebebinin tam olarak bilinmese de ailede öyküsü olanların alopesi areata sorunu ile karşılaşma oranının yüksek olduğunun altını çizen Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Otoimmün hastalıklar, kişinin kendi bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı olan toleransını kaybetmesi sonucu görülen hastalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle gençlerde görülüyor. Vitiligo, atopik dermatit, otoimmün tiroid hastalıkları, lupus gibi romatolojik hastalıklar, diyabet, pernisiyöz anemi gibi diğer otoimmün hastalıklarla birliktelik gösterebiliyor” şeklinde konuştu.

Tedavi, hastalığın yaygınlığına ve hastanın yaşına göre değişiyor

Tedavinin hastalığın yaygınlığına, süresine, hastanın yaşına, kadınlarda gebelik ve emzirme durumuna göre değiştiğini belirten Dr. Kübra Esen Salman, “Saçkıran kendiliğinden iyileşebilen bir hastalık olmasıyla birlikte, sosyal ve psikolojik etkileri nedeniyle tedavi edilmesi gerekli. Tedavide; topikal tedaviler yani kortizonlu ya da kortizonsuz krem/sprey tedavileri, bazı kıl köklerini uyarıcı kremler ya da majistral solüsyonlar uygulanabilir. Saçlı derinin yüzde 50’sinden fazlasının tutulduğu, yaygın hastalık durumunda topikal immünoterapi solüsyonları da uygulanabiliyor” dedi.

Uygun hastalarda PUVA, UVB gibi ışık tedavilerinin de kullanılabildiğini de hatırlatan Dr. Kübra Esen Salman, “Topikal tedavilere yanıt vermeyen hastalık durumunda iğne ya da ağızdan alınan ilaç tedavileri de uygulanabiliyor. Uygun hastalarda, problemli bölgelere, uygun dozlarda kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Bunun dışında PRP, mezoterapi gibi saç dökülme tedavileri alopesi areatada tedaviyi destekleyebiliyor” şeklinde konuştu.

Alopesiyi önleyecek bir tedavi bulunmuyor

Alopesi areatanın ani başlangıçlı bir saç hastalığı olduğunu söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Saçkıranı önleyecek bir tedavi bulunmuyor. Ancak stresle ilişkisi bilindiğinden, hastalara stresten uzak durması, baş edilemeyecek stres varlığı durumunda profesyonel destek alınması, yeni saç çıkışının hızlandırılması ve alopesi areatanın tedavisi için dermatoloğa başvurmalarını öneririz” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER