Mutlu evlilik nasıl mümkün olabilir?
GÜNDEMEvlilik kurumunun “sosyal yaşamın bir parçası ve bireylerin uyum sağlamasının gerektiği bir birliktelik” olduğunu belirten uzmanlar, evlilikte eş desteği ve eşler arasında sağlıklı iletişim artıkça evlilik doyumunun artacağını ve fizik sağlığın daha iyi olabileceğine dikkat çekiyor.
Evlilik kurumunun “sosyal yaşamın bir parçası ve bireylerin uyum sağlamasının gerektiği bir birliktelik” olduğunu belirten uzmanlar, evlilikte eş desteği ve eşler arasında sağlıklı iletişim artıkça evlilik doyumunun artacağını ve fizik sağlığın daha iyi olabileceğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, mutlu evliliğin sağlanması için gereken faktörlere dikkat çekerek çiftlerin yapması gerekenlere ilişkin tavsiyelerde bulundu.
Evlilik, uyumun gerektiği bir birliktelik
İnsanın sosyal bir canlı olduğunu ifade eden Gülçin Şenyuva, “Evlilik kurumu sosyal yaşamın bir parçasıdır ve bireylerin uyum sağlamasının gerektiği bir birlikteliktir. Evlilikte bireylerin ruhsal, duygusal, cinsel ve sosyal ilişkileri içeren uyumun gerekliliği yadsınamaz. Bu uyum eşlerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarının temelini oluşturan önemli etkenler arasında yer almaktadır.” dedi.
Evlilik uyumu, evlilik doyumu ve evliilikte mutluluk kavramlarını kapsar
“Evlilikte mutluluk; bireyin ilişkisindeki doyum hissini ifade etmektedir” diyen Gülçin Şenyuva, “Bireylerin evlilik hakkındaki duygularını içermektedir. Evlilik doyumu ise; evliliğin devam edip etmemesine yönelik önemli bir göstergedir ancak tek gösterge değildir. Evlilik uyumu; evlilik doyumu ve evlilikte mutluluk kavramlarının bütününü kapsamaktadır.” diye konuştu.
Sağlıklı ilişkinin tanımı var mı?
Sağlıklı ilişkide eşler arasında yapıcı iletişim becerilerinin ve değer duygularının bulunduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, “Sağlıklı ilişki, eşlerin birlikte problem çözebildikleri, bireylerin ihtiyaçlarının karşılanabildiği, bireylerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunulan, eşlerin fiziksel ve sosyal çevrelerinin uyum sağlayarak ilişki kurabildikleri, eşlerin çevresel kaynaklarını kullanabildikleri, eşlerin değişen yaşam koşullarına birlikte uyum sağlayabildikleri ilişki tanımıdır.” diye konuştu.
Boşanan erkeklerde ölüm riski yüksek
Gülçin Şenyuva, ‘2020 yılı istatistiklerine bakıldığında boşanmaların %35.3’ü evliliğin ilk 5 yılında, yüzde 20.7’si ise evliliğin 6-10’ncu yılları içinde gerçekleştiği görülüyor’ dedi ve yapılan bazı çalışmalara dikkat çekti:
“Boşanan ya da eşini kaybeden erkeklerde ortalama ölüm yaşı, genel popülasyondan çok daha düşük ve ölüm oranı evlilere göre 2-3 kat daha yüksek; evli ve mutsuz kadınlarda depresyon oranları 8-25 kat yüksek olduğu tespit edilmiştir. Evlilikte eşlerin ihtiyaç durumunda destek sağlamaları, iletişim kurabilmeleri yalnızlık duyguları ve depresif belirtiler gösterme olasılığını azaltmaktadır. Bu doğrultuda şu soru akla gelmektedir. Evlilik ile ruhsal veya fiziksel sağlık arasında bir bağ var mıdır? Evlilikte eş desteği, eşler arasında sağlıklı iletişim artıkça evlilik doyumunun artacağı ve fizik sağlığın daha iyi olabileceği söylenebilir.” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, “Peki bu bağlamda mutlu çift var mıdır? Mutlu çift; ortaya çıkan sorunların eşlerin birinden dolayı değil, eşler arasındaki ilişkiden kaynaklandığını düşünebilen; birbirlerini değil, sorunu karşılarına alabilen, problemleri çözmeye yönelik birlikte hareket edebilen, problemleri çözülebilir olarak görebilen çiftlerdir.” dedi.
Ben’leri koruyarak biz olabilmek gerekiyor
Gülçin Şenyuva, evlilikte sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazlarını ise şöyle özetledi:
“İyi bir iletişim, birlikte sorun çözebilme becerisi, ortak hedefler oluşturabilmek, güven duygusu verebilmek, tutarlı davranmak, birlikte olduğum kişiyi sevebilmek, rutinin içinde birlikte mutlu olabilmek ve “ben” leri koruyarak “biz” olabilmektedir.”
Bu işaretler mutsuz evliliğin habercisi!
Evlilikte sorunların geldiğine yönelik bazı kritik işaretler bulunduğunu da kaydeden Gülçin Şenyuva, “Bireyin eşinin verdiklerine değil, vermediklerine odaklanması; olumsuzluklar konusunda eşini suçlaması; eşimden farklı olarak eşinizle aynı cinsten birinin “beni daha iyi dinliyor veya anlıyor” denilmesi; “eşim iyi bir anne/baba ancak iyi bir eş değil” diye düşünmeye başlanılması; “her şeyi denedim ama hiçbir işe yaramıyor” diye yargılayıcı cümleler kurulması evliliği mutsuz evliliğe götüren ayak sesleridir.”uyarısında bulundu.
Evlilik, birlikteliğin tek başınalığa zaferidir
Uzman Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, “Sağlıklı bir evlilikte şiddetten, alkol-madde bağımlılığından, aşırı kıskançlıktan, “eşimi benim istediğim şekle sokarım” düşüncesinden, “eşimi her yönüyle kontrol etmeliyim” çabalarından, paylaşıma açık olmamaktan ve tekrarlayan sadakatsizliklerden uzak durulmalıdır. Unutulmamalıdır ki evlilik birlikteliğin tek başınalığa zaferidir.” diye konuştu.
Bilgi için: İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
Ayşegül Erben / aysegul.erben@iletisimofisi.com / 0536 572 27 88
İlginizi Çekebilir