Girişimcilik: Ekonomiye Can Suyu başlıklı oturum tamamlandı
AJANSTürk Telekom Oturum Sponsorluğunda 28 Mayıs, Cuma günü saat 10:00’da gerçekleşen ‘Girişimcilik: Ekonomiye Can Suyu’ başlıklı oturumun açılışını Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır onurlandırdı. “Türkiye’nin Başarılı Teknoloji Girişimleri Yolculuğunda Genç Nüfus En Önemli Güç Olacak” Etkinliğin onur konuğu Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır açılış konuşmasında Türkiye’nin milli teknoloji yolculuğuna dikkat çekti: “Türkiye’nin sahip olduğu genç ve dinamik nüfusu ifade ederek başlamak istiyorum. Türkiye olarak ortanca yaşı 32 olan bir nüfusa sahibiz, Avrupa Birliği ile kıyasladığımızda 15 yaş daha genç bir nüfus söz konusu. Eğer bu fırsattan yararlanmayı başarabilir, genç nüfusumuzu teknolojik ve dijital yetkinliklerle donatmayı başarabilirsek, inanıyorum ki milli teknoloji hamlesi hedeflerimizde, Türkiye’nin başarılı teknoloji girişimleri çıkarma yolculuğunda genç nüfusumuz en önemli gücümüz olacak.” Kacır, “Türkiye ekonomisi son 20 yılda Avrupa Birliği’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinden daha büyük bir hızla büyümeyi başardı. Avrupa Birliği’nin gelişmiş ülkeleri yıllık ortalama yüzde 1 ila 1,5 seviyelerinde, gelişmekte olan ülkeleri ortalama 3,5 ila 4 seviyelerinde büyürken Türkiye uzun dönemli bakınca yüzde 5 üzerinde ortalama büyüme ivmesini yakalamış oldu. Satın alma gücü paritesine göre baktığımızda, 2000’li yılların başında dünyanın 18. büyük ekonomisiyken, 2020’de 11. Büyük ekonomisi olmayı başardık,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Teknoloji ekosistemine biraz daha yakından baktığımızda bugün 80’den fazla teknoparkımızda 6 bin 500’de fazla Ar-Ge odaklı şirketin bulunduğunu görüyoruz. Yine yerinde Ar-Ge çalışmalarını sürdüren bin 500’de fazla firmamız mevcut. Tüm bunlar 40 bine yakın Ar-Ge projesini tamamladılar, 10 binden fazla Ar-Ge projesini sürdürüyor. Türkiye yılda 6 milyar dolara yakın yüksek teknoloji ihracatı yapabilen bir ülke. Türkiye’nin 4 bir yanında teknoloji girişimlerini hızlandırmaya dönük 50’den fazla program eş zamanlı olarak devam ediyor. Bu ekosistem aslında sonuçlarını da göstermeye başladı. Ar-Ge insan kaynağımız 2000’li yılların başında 20 binlerde, 2006’da 54 bin seviyesinde iken bugün 2019’lara geldiğimizde ise 180 binlerin üzerine çıktığını görüyoruz. 2000’li yıllarında başında Türkiye’de yapılan toplam patent başvuru sayısı 400 iken bugün bu sayı 8 binlere erişmiş durumda. Özel sektörün Ar-Ge’ye harcadığı toplam tutarlar yüzde 34’ler seviyesinde iken yüzde 60’ların üzerine çıktı. Ancak tüm bunların yeterli olmadığını biliyor, çalışmalarımızı artırarak devam ediyoruz.” Oturumda ‘Girişim ekosistemi ve ekonomisinin geliştirilmesi için yerli-yabancı yatırımcılar nasıl cezbedilir?’, ‘Üniversiteleri, Ar-Ge merkezlerini, güçlü inovatörleri bir araya getirerek Türkiye’de global DeepTech ekosistemini nasıl geliştirebiliriz?’, ‘Kurumsal şirketlerin, özel girişim yatırımlarına (Corporate Venture Capital - CVC) odaklanması ekosistemde neler değiştirecek? Ventures Capital (VC) ve Melek Yatırım Gruplarının yatırımlarının ülke ekonomisine katkıları nelerdir?, Start Up’tan Scale- Up’a evrilirken girişimcilerin stratejik hamleleri neler olmalı? Yatırımcıların beklentileri nelerdir?’ gibi konular ele alındı. Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç moderatörlüğünde; Şirket Ortağım Melek Yatırımcı Ağ Başkanı Mehmet Buldurgan, English Ninjas Kurucu & CEO Ali Servet Eyüboğlu, EMCC Global Başkanı Dr. Rıza Kadılar, Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi & TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav konuşmalarıyla katkıda bulundular. “Girişimcilik Ülkenin Kalkınması İçin İnanılmaz Bir Fırsat” ABD’de istihdamın yüzde 80’ini 0 ila 5 yıllık şirketlerin oluşturduğuna dikkat çeken Şirket Ortağım Melek Yatırımcı Ağ Başkanı Mehmet Buldurgan, “Teknoloji geliştirelim, Turcon’lar çıkaralım, girişimcilik genlerimizde yoktu. Ancak bugün gençlere diyoruz ki, yeni ve yaratıcı girişimler bulun. Burada ülkenin kalkınması için inanılmaz bir fırsat söz konusu. Hem girişimleri büyütüp, global doğan girişimleri destekleyelim. Diğer yandan ise can suyu kavramı üzerinden hareketle, girişimlerin istihdam sağlaması aslında gizli bir hazine. 8 yıl önce çıkan bir hazine müsteşarlığının harika bir mevzuatı ile kurumsal transferden olarak böyle bir işe girdik. Regüle olan işler oldukça farklı. Hazine Müsteşarlığı gerek melek ağları aktif ederek gerekse bireyleri sertifikaya bağlayarak, yani kamu 2 kere dokunuyor,” dedi. Buldurgan, “ABD’de 10 yatırımın 8 ya da 9 yatırım kapanabiliyor. Kalan bir ya da ikisi çok hızlı büyüyebiliyor. Türkiye’de ise ince elenip sık dokunuyor, durum daha iyi ancak zaman alan bir şey. Dolayısıyla 8 yıldır mevzuat çerçevesinde bizde 6 yıldır anonim şirket kurarak işi büyüttük. Özel proje diye de bir pırlanta bulduk, akrep zehrinden serum yapan bir tesisin ortakları ve organizatörlerinden biriyiz,” dedi. Türkiye melek yatırımcı alanında lisans alan ilk 8 kişiden birisi olduğunu belirten Buldurgan, “Girişimcilik büyük bir dönüşümcülük projesi, her kurum ve yetkili tarafından desteklenmesinde fayda var,” ifadelerini kullandı. Klasik ekonominin çok hızlı şekilde veri ekonomisine dönüştüğüne dikkat çeken Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi & TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, “Klasik ekonomide hava, su, toprak ve güneş ve türevleri için bir şeyler yapıldı. Ancak gözden kaçan mesele klasik ekonominin çok hızlı bir şekilde veri ekonomisine dönüşmesidir. Burada mutlaka bir evrimsel dönüşüm olacak. Yeni döneme geçtiğimizde bu dinamikleri çok iyi bir şekilde yakalamak önemli. Sadece sürdürülebilirlik ya da büyük veri gibi sihirli veya şiirsel birtakım şeylerin ötesine geçme mecburiyeti var. Burada şu yüzyılların birikim içindeki endüstri ve dijital katmanların üzerine gelen bilim katmanını çok iyi anlamak, en iyi yönetecek üst yapıların ne olacağını iyi görmek önemli,” dedi. Ultav, “Pandemi sonrası sürtünmesiz ortamlarda, somut ve reel dünya problemlerine çözüm üreten inovasyonlar yaparak gelişeceğimiz bir dönem. Biz mesela Vestel tarafından çok önemli son 5 yıldır girişimcilik ekosistemine çok büyük yatırımlar yapıyoruz, 24 firmaya ulaştık. 3 örnek vereceğim size. Bu firmalardan biri Biolive. Zeytin çekirdeciğinin içindeki kara antibakteriyel malzemenin etrafında bir biopolymer yapılması meselesi. Bu firmanın büyük yatırımcılarından biriyiz. Şu anda onların ürettiği antibakteriyel polimeri buzdolabı ve çamaşır makinalarımızda da el dokunan her yerinde kullanıyoruz. CY Vision firması, Koç üniversitesindeki Hakan Üvey hocamızın yarattığı bir sistem: Lazer teknolojileri. Geliştirdikleri sistemler, BMW’nin yeni görüntü işleme mekanizmaları etrafında değerlendirme aşamasında. Son olarak; herkes çip krizinden bahsediyor. Bu kriz mutlaka cep ve masaüstündeki artan talep söz konusu. Arz yetişmeye çalışıyor. Ancak asıl mesele şu andaki teknolojilerin otomotiv ve diğer alanda karşımıza çıkan güç elektroniğinin yetersiz kalması. Ya da bir kısmının yarı iletken teknolojisine ile ilerlemesi söz konusu. Bu alana yönelik bir yatırımımız mevcut. Verimlilik anlamında önemli artışlar söz konusu. Çok az firma bu alanda yatırım yapıyor,” ifadelerini kullandı. “Serüvenime 15 yıl önce bir hayalle başladım” diyerek konuşmasına başlayan English Ninjas Kurucu & CEO Ali Servet Eyüboğlu, “O günden bugüne bakarsak, çok ciddi bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Şimdi belki yeterli değildir, daha iyisi olabilir ama girişimcilik ekosistemi olarak düşününce ben şapkayı hemen internet ve çevrimiçi girişimcilik olarak takıp konuşacağım. Girişimcilik için çevrimiçi dünyada erken bir süreçten bahsediyoruz. İnsan kaynağı olarak, mantalite olarak baktığınızda geleneksel sektörü bakış açısı olarak her gün öğrenen ve ilerleyen, güzel ve sevindirici olan kısmı da herkesin mutlak bir şekilde taşın altına elini koyarak ileriye götürmeye çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz,” dedi ve şöyle devam etti. “İlerleme oldu, gelişme olduğu dediğim yerleri şöyle izah edeyim. Biz 15 yıl önce üniversite öğrencisi arkadaşlarımızla bir çevrimiçi iş yapalım. O zaman çevremizde Yemeksepeti, GittiGidiyor ve Hepsiburada dışında örnek olmadığını söyleyebilirim. O yıllarda konuşabildiğimiz insan sayısı 30 ve 40’ı geçmezdi. Hafta sonu ekosistem oyuncuları bir araya gelirdi, konuşmalar ve paylaşımlar yapılırdı. Böylece bir yerlere gelindi.” Girişimciliğe bakış açım birkaç perspektife dayandığını belirterek sözlerine devam eden Eyüboğlu, “Bir tanesi girişimcilik bir ulusun, bir ülkenin ve bir toplumun kesinlikle kaderini değiştiren yapı ve olgu. Özellikle IT dünyasında 90’lı yıllarda IT tabanlı işlere yatırım yapan ülkelerde farklı sektörlerin de olduğunu görüyorsunuz,” dedi. “Türk İnsanı Girişimcilikte Harika Şeyler Yapıyor ve Yapacaktır” Teknolojinin dünyada iş birliği ile geliştiğini belirten EMCC Global Başkanı Dr. Rıza Kadılar, “Türk insanı iş birliğine açık yaklaşımlarla harika şeyler yapıyor ve yapacaktır,” sözleri ile Türkiye’nin gelişme kaydetmesi gereken alanların varlığına dikkat çekti: “Size Hollanda üzerinden bu gelişim alanlarını tanımlamak istiyorum. Raporda yukarıdan aşağıya önemine göre şöyle bir sıralama mevcut. Bu başlıklar altında o ülkenin dünyadaki yerine ilişkin, ancak ben başlıklara dikkat çekeceğim: Hayat kalitesi, eğitim, şehirler ve mobilite, kapsayıcılık, spor, sağlık, çevre, sürdürülebilirlik, biyoçeşitlilik, su, hava kalitesi. Bunların hepsinin ardından ekonomiden bahsediyor. Ekonomideki başarı, girişimcilikteki başarı bu bağlantısal bütünsellik içerisinde iş birliği yapabilen beyinlerin cezbedilip bir araya gelmesi ile oluşuyor. İstihdama konusuyla lgili de şunları söylemek isterim. 2000’lerin başında TÜSİAD katıldığımız B20 toplantılarında OECD Genel Sekreteri ile sohbetimde, girişimciliğin desteklenmesinin temel nedenin istihdam olduğunu paylaştı. Çünkü dünyada işsizliği çözmenin başka yolu olmadığını belirtti. Bugünler o sürecin de bir sonucu oldu. Ancak bütün teknoloji, girişimcilik aslında daha kaliteli bir yaşam için var. Yani ülkeler yarışsın diye yok. Bu nedenle de iş birliği şart. Bir sonraki önemli adım ise iş yapma biçimi olarak öne çıkıyor.” Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türk Telekom Oturum Sponsorluğunda 28 Mayıs, Cuma günü saat 10:00’da gerçekleşen ‘Girişimcilik: Ekonomiye Can Suyu’ başlıklı oturumun açılışını Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır onurlandırdı.
“Türkiye’nin Başarılı Teknoloji Girişimleri Yolculuğunda Genç Nüfus En Önemli Güç Olacak”
Etkinliğin onur konuğu Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır açılış konuşmasında Türkiye’nin milli teknoloji yolculuğuna dikkat çekti: “Türkiye’nin sahip olduğu genç ve dinamik nüfusu ifade ederek başlamak istiyorum. Türkiye olarak ortanca yaşı 32 olan bir nüfusa sahibiz, Avrupa Birliği ile kıyasladığımızda 15 yaş daha genç bir nüfus söz konusu. Eğer bu fırsattan yararlanmayı başarabilir, genç nüfusumuzu teknolojik ve dijital yetkinliklerle donatmayı başarabilirsek, inanıyorum ki milli teknoloji hamlesi hedeflerimizde, Türkiye’nin başarılı teknoloji girişimleri çıkarma yolculuğunda genç nüfusumuz en önemli gücümüz olacak.”
Kacır, “Türkiye ekonomisi son 20 yılda Avrupa Birliği’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinden daha büyük bir hızla büyümeyi başardı. Avrupa Birliği’nin gelişmiş ülkeleri yıllık ortalama yüzde 1 ila 1,5 seviyelerinde, gelişmekte olan ülkeleri ortalama 3,5 ila 4 seviyelerinde büyürken Türkiye uzun dönemli bakınca yüzde 5 üzerinde ortalama büyüme ivmesini yakalamış oldu. Satın alma gücü paritesine göre baktığımızda, 2000’li yılların başında dünyanın 18. büyük ekonomisiyken, 2020’de 11. Büyük ekonomisi olmayı başardık,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Teknoloji ekosistemine biraz daha yakından baktığımızda bugün 80’den fazla teknoparkımızda 6 bin 500’de fazla Ar-Ge odaklı şirketin bulunduğunu görüyoruz. Yine yerinde Ar-Ge çalışmalarını sürdüren bin 500’de fazla firmamız mevcut. Tüm bunlar 40 bine yakın Ar-Ge projesini tamamladılar, 10 binden fazla Ar-Ge projesini sürdürüyor. Türkiye yılda 6 milyar dolara yakın yüksek teknoloji ihracatı yapabilen bir ülke. Türkiye’nin 4 bir yanında teknoloji girişimlerini hızlandırmaya dönük 50’den fazla program eş zamanlı olarak devam ediyor. Bu ekosistem aslında sonuçlarını da göstermeye başladı. Ar-Ge insan kaynağımız 2000’li yılların başında 20 binlerde, 2006’da 54 bin seviyesinde iken bugün 2019’lara geldiğimizde ise 180 binlerin üzerine çıktığını görüyoruz. 2000’li yıllarında başında Türkiye’de yapılan toplam patent başvuru sayısı 400 iken bugün bu sayı 8 binlere erişmiş durumda. Özel sektörün Ar-Ge’ye harcadığı toplam tutarlar yüzde 34’ler seviyesinde iken yüzde 60’ların üzerine çıktı. Ancak tüm bunların yeterli olmadığını biliyor, çalışmalarımızı artırarak devam ediyoruz.”
Oturumda ‘Girişim ekosistemi ve ekonomisinin geliştirilmesi için yerli-yabancı yatırımcılar nasıl cezbedilir?’, ‘Üniversiteleri, Ar-Ge merkezlerini, güçlü inovatörleri bir araya getirerek Türkiye’de global DeepTech ekosistemini nasıl geliştirebiliriz?’, ‘Kurumsal şirketlerin, özel girişim yatırımlarına (Corporate Venture Capital - CVC) odaklanması ekosistemde neler değiştirecek? Ventures Capital (VC) ve Melek Yatırım Gruplarının yatırımlarının ülke ekonomisine katkıları nelerdir?, Start Up’tan Scale- Up’a evrilirken girişimcilerin stratejik hamleleri neler olmalı? Yatırımcıların beklentileri nelerdir?’ gibi konular ele alındı.
Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç moderatörlüğünde; Şirket Ortağım Melek Yatırımcı Ağ Başkanı Mehmet Buldurgan, English Ninjas Kurucu & CEO Ali Servet Eyüboğlu, EMCC Global Başkanı Dr. Rıza Kadılar, Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi & TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav konuşmalarıyla katkıda bulundular.
“Girişimcilik Ülkenin Kalkınması İçin İnanılmaz Bir Fırsat”
ABD’de istihdamın yüzde 80’ini 0 ila 5 yıllık şirketlerin oluşturduğuna dikkat çeken Şirket Ortağım Melek Yatırımcı Ağ Başkanı Mehmet Buldurgan, “Teknoloji geliştirelim, Turcon’lar çıkaralım, girişimcilik genlerimizde yoktu. Ancak bugün gençlere diyoruz ki, yeni ve yaratıcı girişimler bulun. Burada ülkenin kalkınması için inanılmaz bir fırsat söz konusu. Hem girişimleri büyütüp, global doğan girişimleri destekleyelim. Diğer yandan ise can suyu kavramı üzerinden hareketle, girişimlerin istihdam sağlaması aslında gizli bir hazine. 8 yıl önce çıkan bir hazine müsteşarlığının harika bir mevzuatı ile kurumsal transferden olarak böyle bir işe girdik. Regüle olan işler oldukça farklı. Hazine Müsteşarlığı gerek melek ağları aktif ederek gerekse bireyleri sertifikaya bağlayarak, yani kamu 2 kere dokunuyor,” dedi.
Buldurgan, “ABD’de 10 yatırımın 8 ya da 9 yatırım kapanabiliyor. Kalan bir ya da ikisi çok hızlı büyüyebiliyor. Türkiye’de ise ince elenip sık dokunuyor, durum daha iyi ancak zaman alan bir şey.
Dolayısıyla 8 yıldır mevzuat çerçevesinde bizde 6 yıldır anonim şirket kurarak işi büyüttük. Özel proje diye de bir pırlanta bulduk, akrep zehrinden serum yapan bir tesisin ortakları ve organizatörlerinden biriyiz,” dedi.
Türkiye melek yatırımcı alanında lisans alan ilk 8 kişiden birisi olduğunu belirten Buldurgan, “Girişimcilik büyük bir dönüşümcülük projesi, her kurum ve yetkili tarafından desteklenmesinde fayda var,” ifadelerini kullandı.
Klasik ekonominin çok hızlı şekilde veri ekonomisine dönüştüğüne dikkat çeken Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi & TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, “Klasik ekonomide hava, su, toprak ve güneş ve türevleri için bir şeyler yapıldı. Ancak gözden kaçan mesele klasik ekonominin çok hızlı bir şekilde veri ekonomisine dönüşmesidir. Burada mutlaka bir evrimsel dönüşüm olacak. Yeni döneme geçtiğimizde bu dinamikleri çok iyi bir şekilde yakalamak önemli. Sadece sürdürülebilirlik ya da büyük veri gibi sihirli veya şiirsel birtakım şeylerin ötesine geçme mecburiyeti var. Burada şu yüzyılların birikim içindeki endüstri ve dijital katmanların üzerine gelen bilim katmanını çok iyi anlamak, en iyi yönetecek üst yapıların ne olacağını iyi görmek önemli,” dedi.
Ultav, “Pandemi sonrası sürtünmesiz ortamlarda, somut ve reel dünya problemlerine çözüm üreten inovasyonlar yaparak gelişeceğimiz bir dönem. Biz mesela Vestel tarafından çok önemli son 5 yıldır girişimcilik ekosistemine çok büyük yatırımlar yapıyoruz, 24 firmaya ulaştık. 3 örnek vereceğim size. Bu firmalardan biri Biolive. Zeytin çekirdeciğinin içindeki kara antibakteriyel malzemenin etrafında bir biopolymer yapılması meselesi. Bu firmanın büyük yatırımcılarından biriyiz. Şu anda onların ürettiği antibakteriyel polimeri buzdolabı ve çamaşır makinalarımızda da el dokunan her yerinde kullanıyoruz. CY Vision firması, Koç üniversitesindeki Hakan Üvey hocamızın yarattığı bir sistem: Lazer teknolojileri. Geliştirdikleri sistemler, BMW’nin yeni görüntü işleme mekanizmaları etrafında değerlendirme aşamasında. Son olarak; herkes çip krizinden bahsediyor. Bu kriz mutlaka cep ve masaüstündeki artan talep söz konusu. Arz yetişmeye çalışıyor. Ancak asıl mesele şu andaki teknolojilerin otomotiv ve diğer alanda karşımıza çıkan güç elektroniğinin yetersiz kalması. Ya da bir kısmının yarı iletken teknolojisine ile ilerlemesi söz konusu. Bu alana yönelik bir yatırımımız mevcut. Verimlilik anlamında önemli artışlar söz konusu. Çok az firma bu alanda yatırım yapıyor,” ifadelerini kullandı.
“Serüvenime 15 yıl önce bir hayalle başladım” diyerek konuşmasına başlayan English Ninjas Kurucu & CEO Ali Servet Eyüboğlu, “O günden bugüne bakarsak, çok ciddi bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Şimdi belki yeterli değildir, daha iyisi olabilir ama girişimcilik ekosistemi olarak düşününce ben şapkayı hemen internet ve çevrimiçi girişimcilik olarak takıp konuşacağım. Girişimcilik için çevrimiçi dünyada erken bir süreçten bahsediyoruz. İnsan kaynağı olarak, mantalite olarak baktığınızda geleneksel sektörü bakış açısı olarak her gün öğrenen ve ilerleyen, güzel ve sevindirici olan kısmı da herkesin mutlak bir şekilde taşın altına elini koyarak ileriye götürmeye çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz,” dedi ve şöyle devam etti.
“İlerleme oldu, gelişme olduğu dediğim yerleri şöyle izah edeyim. Biz 15 yıl önce üniversite öğrencisi arkadaşlarımızla bir çevrimiçi iş yapalım. O zaman çevremizde Yemeksepeti, GittiGidiyor ve Hepsiburada dışında örnek olmadığını söyleyebilirim. O yıllarda konuşabildiğimiz insan sayısı 30 ve 40’ı geçmezdi. Hafta sonu ekosistem oyuncuları bir araya gelirdi, konuşmalar ve paylaşımlar yapılırdı. Böylece bir yerlere gelindi.”
Girişimciliğe bakış açım birkaç perspektife dayandığını belirterek sözlerine devam eden Eyüboğlu, “Bir tanesi girişimcilik bir ulusun, bir ülkenin ve bir toplumun kesinlikle kaderini değiştiren yapı ve olgu. Özellikle IT dünyasında 90’lı yıllarda IT tabanlı işlere yatırım yapan ülkelerde farklı sektörlerin de olduğunu görüyorsunuz,” dedi.
“Türk İnsanı Girişimcilikte Harika Şeyler Yapıyor ve Yapacaktır”
Teknolojinin dünyada iş birliği ile geliştiğini belirten EMCC Global Başkanı Dr. Rıza Kadılar, “Türk insanı iş birliğine açık yaklaşımlarla harika şeyler yapıyor ve yapacaktır,” sözleri ile Türkiye’nin gelişme kaydetmesi gereken alanların varlığına dikkat çekti:
“Size Hollanda üzerinden bu gelişim alanlarını tanımlamak istiyorum. Raporda yukarıdan aşağıya önemine göre şöyle bir sıralama mevcut. Bu başlıklar altında o ülkenin dünyadaki yerine ilişkin, ancak ben başlıklara dikkat çekeceğim: Hayat kalitesi, eğitim, şehirler ve mobilite, kapsayıcılık, spor, sağlık, çevre, sürdürülebilirlik, biyoçeşitlilik, su, hava kalitesi. Bunların hepsinin ardından ekonomiden bahsediyor. Ekonomideki başarı, girişimcilikteki başarı bu bağlantısal bütünsellik içerisinde iş birliği yapabilen beyinlerin cezbedilip bir araya gelmesi ile oluşuyor. İstihdama konusuyla lgili de şunları söylemek isterim. 2000’lerin başında TÜSİAD katıldığımız B20 toplantılarında OECD Genel Sekreteri ile sohbetimde, girişimciliğin desteklenmesinin temel nedenin istihdam olduğunu paylaştı. Çünkü dünyada işsizliği çözmenin başka yolu olmadığını belirtti. Bugünler o sürecin de bir sonucu oldu. Ancak bütün teknoloji, girişimcilik aslında daha kaliteli bir yaşam için var. Yani ülkeler yarışsın diye yok. Bu nedenle de iş birliği şart. Bir sonraki önemli adım ise iş yapma biçimi olarak öne çıkıyor.”
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir