© Sektorel 2021

Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!

Sömürü düzeninin bugün kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadığı söylenen açıklamada, emekçiler eşitlikçi, bağımsız, aydınlanmacı yeni bir Cumhuriyet kurmaya davet ediliyor. "Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!" denilen açıklama şöyle: Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir. emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var. Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın yönetime katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu. Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan mücadelenin bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl önce bugün gerçekleşti. Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için önemli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihsel ilerlemeydi. Patron sınıfı daha ilk günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı. Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu değerleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar. AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. Patronların AKP sevgisinin önemli bir nedeni de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm değerlerle birlikte tasfiyesi AKP döneminde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafından döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve patronları zengin etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır. Cumhuriyet yıkıldı; çünkü sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur. İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez. Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur.  İnsanın insanı sömürdüğü bir düzende laiklik korunamaz. Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan söz edilemez. Ülke kaynaklarının patronlar tarafından talan edildiği, insanların temel ihtiyaçlarının piyasa koşullarında patronların kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca emekçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez. Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir. Bu sömürü düzeni bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

Sömürü düzeninin bugün kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadığı söylenen açıklamada, emekçiler eşitlikçi, bağımsız, aydınlanmacı yeni bir Cumhuriyet kurmaya davet ediliyor.

"Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!" denilen açıklama şöyle:

Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir.

emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var.

Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın yönetime katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu.

Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan mücadelenin bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl önce bugün gerçekleşti.

Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için önemli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihsel ilerlemeydi.

Patron sınıfı daha ilk günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı.

Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu değerleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar.

AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. Patronların AKP sevgisinin önemli bir nedeni de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm değerlerle birlikte tasfiyesi AKP döneminde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafından döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve patronları zengin etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır.

Cumhuriyet yıkıldı; çünkü sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur.

İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez.

Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur. 

İnsanın insanı sömürdüğü bir düzende laiklik korunamaz.

Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan söz edilemez.

Ülke kaynaklarının patronlar tarafından talan edildiği, insanların temel ihtiyaçlarının piyasa koşullarında patronların kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca emekçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez.

Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir.

Bu sömürü düzeni bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var.


Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER