Astımla ilgili doğru bilinen yanlışlar
AJANSAstım nedir? Astım hastalığı, çevremizde bulunan alerjen ve çevresel faktörlerle akciğerlerin hava yollarında enflamasyon dediğimiz hasar sonucu aşırı bir hassasiyet olması ve bu hassasiyet sonucu da da tekrarlayan öksürük, nefes darlığı, hırlama gibi belirtilerin görüldüğü hastalığa denilmektedir. Astım hastalığının çocuklarda görülme sıklığı Dünya genelinde 10 civarındadır. Astım sıklığının artmasının nedenleri Alerjik hastalıkların görülme oranı günümüzde oldukça artmıştır. Bu artış salgın boyutuna ulaşmıştır. Astım hastalığı de alerjik bir hastalıktır ve her geçen gün sıklığı artmaktadır. Bu artışın nedenleri olarak genetik yatkınlık, kentleşme ve modernleşme için yaşam tarzı değişiklikleri, hava kirliliği, dizel araç kullanımının artması, sigara dumanına maruziyet, batılılaşmış beslenme, obezite, sezaryen doğum oranlarında artış, antibiyotik erken kullanımı oranlarında artış gibi birçok faktör önemli rol oynamaktadır. Temizlik malzemelerinin astım gelişme üzerine etkisi Yapılan çalışmalarda astım gelişmesinde sıklıkla temizlik malzemeleri de suçlanmaktadır. Temizlik malzemelerinde bulunan klor, su ile temas edince zararlı gazlara dönüşmekte ve uzun süreli maruz kalınmasıyla akciğer, burun ve ciltte zararlara neden olabilmektedir. Akciğer hava yollarında hasara neden olarak astıma, kronik bronşit, alerjik nezleye ve dermatit dediğimiz cilt rahatsızlığına neden olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Bu nedenle temizlik malzemelerin seçiminde kokusu olmayan veya çok az olan, uçucu organik bileşiklerin seviyesi ve toplam organik karbon seviyesi yüksek olmayan, cilde zarar vermeyen yeni nesil temizlik malzemelerinin seçilmesi çok önemlidir. Bu tür özelliklerin çamaşır sularında, yüzey temizleyicilerinde, deterjan ve bulaşık temizliğinde kullanılan ürünlerinde sağlanması ilerde astım gelişimini engellemek için önemlidir. Astım önemli bir sağlık sorunudur Dünya Sağlık Örgütü astımın çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu kabul etmiştir. DSÖ’ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı olduğu tahmin edilmektedir ve 2016 yılında dünyada 417.918 astıma bağlı ölüm görülmüştür. Türkiye’de de yılda iki bin civarında astım nedeniyle ölüm olduğu tahmin edilmektedir. Astım atağı ve astım belirtileri nelerdir? Astımın yaygın belirtileri arasında; öksürük, nefes darlığı ve hırıltı bulunur. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Belirtiler bazen şiddetlenir ve kötüleşebilir; bu durum da astım krizine neden olur. Astımda görülen başlıca belirtiler; Sık sık öksürük olması ve özellikle geceleri uykudan kaldıran öksürük olması, Nefes sıkışması, Göğüs ağrısı, Akciğerde hırıltı sesinin duyulması, Her gribin akciğere inmesi ve grip sonrası hırıltı öksürük belirtilerinin olması, Oyun oynadıktan sonra öksürük, akciğerde hırıltı olması, Spor, egzersiz sonrası nefes sıkışması, akciğerde hırıltı, öksürük olması, Gribe bağlı öksürüğün 2 haftadan uzun sürmesi, İki kez veya daha fazla zatürre hastalığına yakalanma belirtileri, alerjik astımın belirtileri olabilir. Astım Krizi Astım hastalığı olan bir kişide aniden nefes sıkışması gelişmesi durumuna astım krizi denilmektedir. Korkunç bir deneyim olabilmektedir. Göğüste sıkışma, ciğerlerde daralma hissi zorlayıcı bir sürece neden olmaktadır. Bir hastanın dediği gibi “havada boğuluyor gibi” hissedersiniz. Astım krizinin nedeni solunan havanın akciğerlere girip çıkmasına izin veren bronşiyal tüplerin iltihaplanması ve tıkanmasıdır. Kriz sırasında, bronşiyal tüpleri çevreleyen kaslar daralır, hava yollarını daraltır ve nefes almayı çok zorlaştırır. Diğer yaygın semptomlar hırıltı ve göğüste bir daralma sesidir. Krizin süresi, neyin neden olduğuna ve solunum yollarının ne kadar süreyle iltihaplandığına bağlı olarak değişebilir. Hafif ataklar sadece birkaç dakika sürebilir; daha şiddetli olanlar saatlerce günlerce sürebilir. Astım krizleri ölümcül olabilir ancak büyük ölçüde önlenebilir ve engellenebilir. Astımın tedavisi erken ve doğru olursa ve düzenli kontrol edilirse astım krizinin önlenmesi mümkün olmaktadır. Astıma bağlı ölümler neden oluyor ve önlenebilir mi? Ölümlerin çoğunluğu önlenebilir ölümlerdir ve uzun dönem medikal tedavinin yetersizliği ile astım hastalığı ve astım krizinin tedavisinde gecikmeden kaynaklanır. Dünyanın birçok yerinde astımlı hastalar astım ilaçlarına ve sağlık merkezlerine ulaşmada zorlanırlar. Kontrol edici ilaçların bulunamadığı ülkelerde ölüm oranları yüksektir. Astım tedavisinde sağlanan gelişmeler ile astımdan ölüm oranları birçok gelişmiş ülkede azalmıştır. Astım tam olarak iyileştirilemese de, astım ataklarını veya alevlenmelerini tedavi ile azaltmak ve önlemek mümkündür. Astımla ilgili doğru bilinen yanlışlar Bu yılın Dünya Astım Günü’nün teması “astımla ilgili yanlış kanıları ortaya çıkarmak”tır. Bu tema, astımlı hastaların, bu hastalığın tedavisi ile ilgili gelişmelerden gönül rahatlığı ile faydalanmalarını engelleyen, astımla ilgili sık duyulan söylenti ve yanlış kanıları belirlemeye yönelik bir çağrıdır. Astımla ilgili yaygın yanlış kanılar şunlardır: 1. Astım, bir çocukluk çağı hastalığıdır; zamanla kaybolur. 2. Astım, bulaşıcı bir enfeksiyondur. 3. Astımlılar egzersiz yapmamalıdır. 4. Astım, sadece yüksek doz kortizonla kontrol edilebilir. 5. Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kesilebilir Astımla ilgili doğrular 1. Astım her yaşta ortaya çıkabilir. Çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda astım ortaya çıkabilmektedir. Astımın kendi kendine zamanla kaybolacağı kanısı doğru değildir. 2. Astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Ancak, viral solunum yolu enfeksiyonları (örn.soğuk algınlığı ve grip) astım ataklarına neden olabilir. Çocuklarda astım genellikle alerji ile ilişkilidir, ancak erişkin yaşta başlayan astım daha az allerjiktir. 3. Hastalık iyi kontrol altındaysa, astımlılar egzersiz yapabilirler hatta ağır spor dahi yapabilirler. Astımı olan birçok sporcu vardır. Spor, astımlılarda obeziteyi engelleyerek astımın kötüye gitmesini engellemektedir. Bu nedenle astımlılar egzersiz yapamaz kanısı doğru değildir. 4. Astım genellikle düşük doz inhaler steroidlerle kontrol altına alınabilir. Astımın sadece yüksek doz kortizonla tedavi edildiği kanısı doğru değildir. Astım düşük doz kortizonla kontrol altında tutulabilmektedir. 5. Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kendi kendimize kesmemiz doğru değildir. Çünkü iyileştirici ilaçlar uzun süre kullanılması gereken ve doktorun uygun gördüğü dönemde kesilmesi gerekir. Sonuç olarak özetleyecek olursak: -Astım hastalığı sıklığı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Bu artışın nedeni modernleşmenin getirdiği çevresel faktörlerdir. -Astım, çocukluktan yaşlılığa her yaşta ortaya çıkabilir ve herkesi etkileyebilir. -Astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. -Hastalık iyi kontrol edilirse, astımlılar egzersiz yapabilirler hatta ağır spor dahi yapabilirler. -Astımın sadece yüksek doz kortizonla tedavi edildiği kanısı yanlıştır. .-Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kendi kendimize kesmemiz doğru değildir. -Astıma bağlı ölümler, uygun tedavilerle önlenebilir. -Astımda doğru tedavi ve düzenli kontrol son derece önemlidir. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Astım nedir?
Astım hastalığı, çevremizde bulunan alerjen ve çevresel faktörlerle akciğerlerin hava yollarında enflamasyon dediğimiz hasar sonucu aşırı bir hassasiyet olması ve bu hassasiyet sonucu da da tekrarlayan öksürük, nefes darlığı, hırlama gibi belirtilerin görüldüğü hastalığa denilmektedir. Astım hastalığının çocuklarda görülme sıklığı Dünya genelinde 10 civarındadır.
Astım sıklığının artmasının nedenleri
Alerjik hastalıkların görülme oranı günümüzde oldukça artmıştır. Bu artış salgın boyutuna ulaşmıştır. Astım hastalığı de alerjik bir hastalıktır ve her geçen gün sıklığı artmaktadır. Bu artışın nedenleri olarak genetik yatkınlık, kentleşme ve modernleşme için yaşam tarzı değişiklikleri, hava kirliliği, dizel araç kullanımının artması, sigara dumanına maruziyet, batılılaşmış beslenme, obezite, sezaryen doğum oranlarında artış, antibiyotik erken kullanımı oranlarında artış gibi birçok faktör önemli rol oynamaktadır.
Temizlik malzemelerinin astım gelişme üzerine etkisi
Yapılan çalışmalarda astım gelişmesinde sıklıkla temizlik malzemeleri de suçlanmaktadır. Temizlik malzemelerinde bulunan klor, su ile temas edince zararlı gazlara dönüşmekte ve uzun süreli maruz kalınmasıyla akciğer, burun ve ciltte zararlara neden olabilmektedir. Akciğer hava yollarında hasara neden olarak astıma, kronik bronşit, alerjik nezleye ve dermatit dediğimiz cilt rahatsızlığına neden olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Bu nedenle temizlik malzemelerin seçiminde kokusu olmayan veya çok az olan, uçucu organik bileşiklerin seviyesi ve toplam organik karbon seviyesi yüksek olmayan, cilde zarar vermeyen yeni nesil temizlik malzemelerinin seçilmesi çok önemlidir. Bu tür özelliklerin çamaşır sularında, yüzey temizleyicilerinde, deterjan ve bulaşık temizliğinde kullanılan ürünlerinde sağlanması ilerde astım gelişimini engellemek için önemlidir.
Astım önemli bir sağlık sorunudur
Dünya Sağlık Örgütü astımın çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu kabul etmiştir. DSÖ’ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı olduğu tahmin edilmektedir ve 2016 yılında dünyada 417.918 astıma bağlı ölüm görülmüştür. Türkiye’de de yılda iki bin civarında astım nedeniyle ölüm olduğu tahmin edilmektedir.
Astım atağı ve astım belirtileri nelerdir?
Astımın yaygın belirtileri arasında; öksürük, nefes darlığı ve hırıltı bulunur. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Belirtiler bazen şiddetlenir ve kötüleşebilir; bu durum da astım krizine neden olur. Astımda görülen başlıca belirtiler;
-
Sık sık öksürük olması ve özellikle geceleri uykudan kaldıran öksürük olması,
-
Nefes sıkışması,
-
Göğüs ağrısı,
-
Akciğerde hırıltı sesinin duyulması,
-
Her gribin akciğere inmesi ve grip sonrası hırıltı öksürük belirtilerinin olması,
-
Oyun oynadıktan sonra öksürük, akciğerde hırıltı olması,
-
Spor, egzersiz sonrası nefes sıkışması, akciğerde hırıltı, öksürük olması,
-
Gribe bağlı öksürüğün 2 haftadan uzun sürmesi,
-
İki kez veya daha fazla zatürre hastalığına yakalanma belirtileri, alerjik astımın belirtileri olabilir.
Astım Krizi
Astım hastalığı olan bir kişide aniden nefes sıkışması gelişmesi durumuna astım krizi denilmektedir. Korkunç bir deneyim olabilmektedir. Göğüste sıkışma, ciğerlerde daralma hissi zorlayıcı bir sürece neden olmaktadır. Bir hastanın dediği gibi “havada boğuluyor gibi” hissedersiniz.
Astım krizinin nedeni solunan havanın akciğerlere girip çıkmasına izin veren bronşiyal tüplerin iltihaplanması ve tıkanmasıdır. Kriz sırasında, bronşiyal tüpleri çevreleyen kaslar daralır, hava yollarını daraltır ve nefes almayı çok zorlaştırır. Diğer yaygın semptomlar hırıltı ve göğüste bir daralma sesidir.
Krizin süresi, neyin neden olduğuna ve solunum yollarının ne kadar süreyle iltihaplandığına bağlı olarak değişebilir. Hafif ataklar sadece birkaç dakika sürebilir; daha şiddetli olanlar saatlerce günlerce sürebilir.
Astım krizleri ölümcül olabilir ancak büyük ölçüde önlenebilir ve engellenebilir. Astımın tedavisi erken ve doğru olursa ve düzenli kontrol edilirse astım krizinin önlenmesi mümkün olmaktadır.
Astıma bağlı ölümler neden oluyor ve önlenebilir mi?
Ölümlerin çoğunluğu önlenebilir ölümlerdir ve uzun dönem medikal tedavinin yetersizliği ile astım hastalığı ve astım krizinin tedavisinde gecikmeden kaynaklanır. Dünyanın birçok yerinde astımlı hastalar astım ilaçlarına ve sağlık merkezlerine ulaşmada zorlanırlar. Kontrol edici ilaçların bulunamadığı ülkelerde ölüm oranları yüksektir. Astım tedavisinde sağlanan gelişmeler ile astımdan ölüm oranları birçok gelişmiş ülkede azalmıştır.
Astım tam olarak iyileştirilemese de, astım ataklarını veya alevlenmelerini tedavi ile azaltmak ve önlemek mümkündür.
Astımla ilgili doğru bilinen yanlışlar
Bu yılın Dünya Astım Günü’nün teması “astımla ilgili yanlış kanıları ortaya çıkarmak”tır. Bu tema, astımlı hastaların, bu hastalığın tedavisi ile ilgili gelişmelerden gönül rahatlığı ile faydalanmalarını engelleyen, astımla ilgili sık duyulan söylenti ve yanlış kanıları belirlemeye yönelik bir çağrıdır.
Astımla ilgili yaygın yanlış kanılar şunlardır:
1. Astım, bir çocukluk çağı hastalığıdır; zamanla kaybolur.
2. Astım, bulaşıcı bir enfeksiyondur.
3. Astımlılar egzersiz yapmamalıdır.
4. Astım, sadece yüksek doz kortizonla kontrol edilebilir.
5. Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kesilebilir
Astımla ilgili doğrular
1. Astım her yaşta ortaya çıkabilir. Çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda astım ortaya çıkabilmektedir. Astımın kendi kendine zamanla kaybolacağı kanısı doğru değildir.
2. Astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Ancak, viral solunum yolu enfeksiyonları (örn.soğuk algınlığı ve grip) astım ataklarına neden olabilir. Çocuklarda astım genellikle alerji ile ilişkilidir, ancak erişkin yaşta başlayan astım daha az allerjiktir.
3. Hastalık iyi kontrol altındaysa, astımlılar egzersiz yapabilirler hatta ağır spor dahi yapabilirler. Astımı olan birçok sporcu vardır. Spor, astımlılarda obeziteyi engelleyerek astımın kötüye gitmesini engellemektedir. Bu nedenle astımlılar egzersiz yapamaz kanısı doğru değildir.
4. Astım genellikle düşük doz inhaler steroidlerle kontrol altına alınabilir. Astımın sadece yüksek doz kortizonla tedavi edildiği kanısı doğru değildir. Astım düşük doz kortizonla kontrol altında tutulabilmektedir.
5. Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kendi kendimize kesmemiz doğru değildir. Çünkü iyileştirici ilaçlar uzun süre kullanılması gereken ve doktorun uygun gördüğü dönemde kesilmesi gerekir.
Sonuç olarak özetleyecek olursak:
-Astım hastalığı sıklığı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Bu artışın nedeni modernleşmenin getirdiği çevresel faktörlerdir.
-Astım, çocukluktan yaşlılığa her yaşta ortaya çıkabilir ve herkesi etkileyebilir.
-Astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir.
-Hastalık iyi kontrol edilirse, astımlılar egzersiz yapabilirler hatta ağır spor dahi yapabilirler.
-Astımın sadece yüksek doz kortizonla tedavi edildiği kanısı yanlıştır.
.-Astım ilaçları iyi hissedilen dönemlerde kendi kendimize kesmemiz doğru değildir.
-Astıma bağlı ölümler, uygun tedavilerle önlenebilir.
-Astımda doğru tedavi ve düzenli kontrol son derece önemlidir.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir