© Sektorel 2021

Asgari ücret kaç lira olur?

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Alpaslan Savaş soL haber portalında yayımlanan bugünkü köşe yazısında asgari ücret tartışmalarını yazdı. 

Gıda enflasyonu, yoksulluk sınırı, açlık sınırı gibi değerler ortadayken asgari ücretin neresinden tutarak belirleneceğini tartışmaya açan Savaş'ın yazısının tamamı şöyle:

Asgari ücret gündemde. Tartışmaya bu kez biraz erken başladılar. Erken de bağlamak istedikleri anlaşılıyor. Türk-İş Başkanı birlikte maden ocağı ziyareti yaptığı Çalışma Bakanı’na “Aralık ortasında bitirelim bu işi” dedi. Başkanın sözleşmelerde “iş bitirme” yeteneğini biliyoruz. Hep birlikte göreceğiz.

İlk taşı yandaş medya attı. Hükümetten iyi bir artış geleceğine dair “tüyolar” havada uçuşuyor. Sabah’ın “ekonomi” yazarı Dilek Güngör’ün verdiği rakam “En az 3600 net!”. AKP’nin ekonomideki başarısını öven yazar, artışın patronlara getireceği yükün Hazineden karşılanması gerektiğini, bunun için yeterli kaynağın olduğunu söylüyor.

İyi de zaten öyle oluyor. Patronlar yıllardır asgari ücret teşviki alıyor. Patronların Ensesindeyiz Ağı bu teşvikleri kalem kalem sıralamış, patronlara verilen asgari ücret desteklerini kuruşuna kadar raporlamıştı. Dilek hanıma da tavsiyemiz, konuyla ilgili yeni bir yazı kaleme almadan bu raporu satır satır okumasıdır. Zaten camiası karışık, sonra biri çıkar “bilmeden yazıyor” der, kanalda yeni başladığı program da güme gider.

Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi de aynı rakamı dillendirdi ama o Sabah yazarına göre daha temkinli. Artış ne olursa olsun, kimse memnun olmayabilir diye düşünüyor. Halkın hali onu korkutmuş olmalı.

Sonra patronlar başladılar. Önce TİSK… Pazartesi günkü açıklamada örgüt, “tüm tarafların refahını koruyacak bir asgari ücret” tanımlaması yaptı.

Herkesin refahı kendine! Biri için “refah” mutfakta kaynayacak tencerenin, ay sonunda ödenecek borçların hesabını, diğeri için yeni yatırımları, servet birikimindeki istikrarı anlatıyor. TİSK’in “dengeli artış” önerisi bu olsa gerek. Birinin geçim derdini, diğerinin servetini gözetsin. Al sana denge!

Aynı gün TÜSİAD’ın Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç katıldığı televizyon programında 2016 yılındaki yüksek artış oranına referansla, bu yıl da “yüklü” bir artış beklediğini söyledi. Patron kulübünün başekonomisti “yüzde 25 olur, hatta üstü bile olabilir” diyor. 3500-3600 gibi bir rakama tekabül ediyor.

MÜSİAD başkanı Mahmut Asmalı ise daha açık sözlü. Artış enflasyon rakamının üzerinde olsun, enflasyon kadarını biz karşılayalım, üstünü devlet tamamlasın.

Boş verin yahu… Her seferinde hangi kaynaktan ne kadarı karşılanacak diye kafa patlatmak yerine, üç kuruş para zaten, hiç ödemeyin! Sabah işe getirip götürün, öğlen bir tas yemek koyun önüne, yeter işçiye. İşi gücü olsun, adresi belli olsun, daha fazlasına lüzum var mı?

Bu örgütlerin üyeleri, son iki yıl ihracat rekorları kırdı. Üstelik, sadece döviz kurundaki değişim sayesinde, 2020 başından bugüne dolarla yaptıkları satışların TL karşılığı yüzde 65, avro ile satışların yüzde 72 arttı.

Sattığın malın TL karşılığı her gün artacak, ücretler dahil TL cinsinden her türlü maliyetin döviz bazında azalacak. Patronların deyimiyle “kazan kazan”, halkın tabiriyle “bundan iyisi Şam’da kayısı”. Bu arada unutmadan, biliyorsunuz asgari ücret yılda sadece bir kez artıyor…

Şimdi gelin birlikte küçük bir hesap yapalım. Kötü niyetli olmayalım, gerçekten dedikleri gibi asgari ücrete “tarihi zam” yapacaklarını varsayayım ve şu ana kadar dillendirdiklerinin de üzerinde, 4 bin liraya yükselttiklerini kabul edelim.

Ne yapar bizim asgari ücretli kardeşimiz?

Belki eski kiracıdır, belki şansı yaver gitmiş temiz bir bodrum katına yerleşmiştir, bin lira kira verir.

Erdoğan sepetini öyle doldurmuştu, bin liralık market alışverişi yapar. Kaldı 2 bin.

İki çocuk, okul masrafı, cep harçlığı falan. Formül az oyuncak, az gezme, çok ders… Bin lira ile ayı kapatır.

Faturalar var. Elektrik, su, doğalgaz… Gaz pahalı geliyorsa salonun ortasına bir soba, uygun fiyatla birkaç torba da kömürle kış geçirilir. 500 de bunlar tutsa…

Kaldı mı cebinde 500 lira. Artan bu parayla eşinle çık dolaş, sinemaya, tiyatroya git, bir yerde iki lokma bir şey ye, iki duble rakı iç. Rakıya yetmezse, şart değil ayran iç…

Durum böyle sevgili okur. Doluya koysan almaz, boşa koysan dolmaz.

Gıda enflasyonu yüzde 30. En düşük gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 40. Açlık sınırı 3 bin, yoksulluk sınırı 10 bin 75 lira.

Siz ne dersiniz, kaç lira olsun asgari ücret?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER